Öyle gül bahçesi sunmadılar bize
Öyle gül bahçesi sunmadılar bize
Kaç kez anlımızdan öptü ölüm Kapanmadık celladın el ayağına Bu sevgisiz bu yaşam artığı hayat Güzel yarınlara bizden armağandı Öyle, gül bahçesi sunmadılar bize Ne esvabımız yeniydi nede çarığımız Çarkın dişleri arasında el kanıydı ekmek Onun bunun cebinde kalırdı alın terimiz Yayvan yalan süslemelere boyun eğmedik Onurumuzdu dik duruşumuz aykırılığımız Öyle, yoktu kayıranımız kollayanımız falan Çok çektik uslanma tezgâhlarında Kaçak kitaplar okuduk şiirler yazdık Ne fark eder tellerin içi dışı bir olunca Havada kanat çırpan kuşlardı yoldaşımız Gök bize yağardı yağmurda bizdik toprakta Öyle, yeşerir boy atar taşınırdık harmanlara Anlamadılar bir türlü tarlayı talan edeni Çöktüler börtü böceğin serçenin ensesine Kaç kez öldürdük korkularını korkulukların Hep sindiler gölgesine gölgesinden kaçanlar Öyle, ölürken fark etmediler kendi ölümlerini Ahmet Coşkun |