DÜZENŞu okunan ezanlar şu okunan cüz âyet Sizce neyi anlatır ne öğretir bizlere ? Tövbe bir affedişse kimleredir kıyamet Sorgu sual var mıdır bihaber dinsizlere ? Şu karşı ki çay dere şu dağ şu ova deniz Binlerce nimetiyle kimleri korur kollar ? Madem ki ceddimiz bir neden farklı dindeniz Ve neden aynı yöne çıkmakta bütün yollar ? Nasıl durur boşlukta şu devasa güneş ay Varla yok arasında kaybolurken aklımız ? Ne diye semah döner etrafında tüm uzay Kim için divanedir bunu bilmek hakkımız ? Ne sorumsuz bir dünya önü ardı hep lak lak Yolcuları telaşla koşuşur sağa sola, O günü düşündüm de; sadece güzel ahlak Sahibi her kim varsa ’’buyur’’ denir o kula. Yer ve gök her katmanda iç içe bir ilişki Bir birine el verir din adamı astronot, Bolluk içinde perhiz bu ne yaman çelişki Desek de can kurtarır kurutulmuş kuru ot. Yedi renk yedi yerde köprüdür gökkuşağı Ayak ucu alttadır sırt omuzu fezâda, Bir tül gibi açılır net berraktır ışığı Ve asla şaşmaz ölçü hepsi aynı hizada. Yaz bahar karakışı meltem poyraz hazanı Görünmez bir imbattan görünen su doluya, İçimizi ısıtan Bilal-i bir ezanı Gönül ister her mümin hissederek soluya. Ay ışığı yakamoz dalga sahil cezir med Gün vurunca hükmünü kaybeder birer birer, Evrende ki gizeme ne güç yeter ne kudret Hacmine haşmetine ne de akıl sır erer. Mürşitten müridine günahkardan pirine Her mecrada zikir var her hücrede tefekkür, Gül çiçek ağaç böcek saraydan sefirine Hepsinde aynı tavır, ya şükür ya teşekkür. Soyuttan en somuta gizliden aşikara Gönlümü titretmekte İlm-i Ledün sırları, Gavs-ül Âzam önün de haydi gel de hak ara Ben yerim de sayarken o döner asırları. Şüphesiz bu düzeni kurana hayranım ben Öyle ki, sevdasından aklımı kayıp ettim, Ham koruk patavatsız yaşayan bir canım ben Devrik sorularımla ben yine ayıp ettim. Arslanoğlu |