Hızır Gibi Yetişti
Rabbim, bir ilham eyle, şöyle bir şiir yazdır:
Bana terörist diyen savcı beye okunsun. Ne yapmışım ey savcım, adam mı öldürmüşüm? Büyük mecliste kimi savunmuş güldürmüşüm. Talimat mı almışım, talimat mı vermişim? Meşrebi farklı diye, kimi düşman görmüşüm? Birkaç dini sohbette, dedim şu “nefsim” solsun! Bankada üç beş kuruş, istersen senin olsun. Sendikalar yasal mı, değil mi, kanun ne der? İstifa da etmiştim, neden eyledin keder? Hiç rüşvet almadım, hiç! Kimseyi kayırmadım. Mevzuatım doğruydu, yanlış iş buyurmadım! Kurban ettin milleti, siyasi bir nefretle. Ağır cezalık ettin, beni koca devletle! Gücün bana mı yetti, kim dedi, kim buyurdu? Koca koca vekiller, “ahmak” oldu sıyırdı! Cumhur ki, “kandırıldım” deyip bir kelam etti. Şaştım kaldım bir vakit, aklım başımdan gitti. Kaçan kaçmış önceden, biliniyormuş öyle; Onbeş Temmuz gecesi, neredeymişim söyle? O gece ölse idim, şehit diyecektiniz! Yaralansam da gazi, şahit diyecektiniz! İşin doğrusu şudur: partinin, cemaatin… Derinleri saldırmış kutlu Cumhuriyete! Anlasam da ne çare, kimsem yok Ankara’da Şaşırdım vallahi de, kalıverdim arada! Devletin memuruyum, yasanın, kanunların… Olamam kulu Haşhaşinin, Firavunların! Lakin, dert Rabbim’dendir, dermanı da O’ndadır. Evvel O’dur, Ahir O, ne başta, ne sondadır! İntihar edemedim, utandım Yaratan’dan. Çok ağır bu suçlama, yeter, çıkar aradan. Kah Şemş oldum, kah Taptuk, bilir misin, bilmem sen? Hızır gibi yetişti, Mevlana’dan : La Tahzen! |
Devletin kurumlarının sade bir düşüncenin elinde olması gerçekten iyi niyetler içerse de, tehlikeli.
Bu şiiri böyle güzel yazan birisi bunu çok iyi bilecektir.
Şiirin muatabıysanız Allah yardım etsin.
Lakin şiir muhteşem olmuş.
Kutlarız hoca.