ANILAR DÜKKANI
Bir avuç ak pamuğa dönüşmüş saçlarımı
Sermeden yastığıma içtim ilaçlarımı. Uzandım yatağıma geceyi çimdiklerim, Yağmur haberi verir sızlayan kemiklerim. Kördüğüm olmuş günüm, çözülmezken bilmece Penceremden merhaba diyordu bana gece Yaşlanmış bir bedene kurulur gizli pusu, Her teklemede kalbe düşer ölüm korkusu. Seneler alnımızda çoğaltırken çizgiyi Anılarda kalanlar yaşatıyor ezgiyi Sanma kalpteki yanık gaz lambası yanığı, Hasrettir beni yakan, Yaratan tek tanığı. An be an tükeniyor bize sanılan ömür; Yine de ömrü veren Allah’ıma bin şükür. ……….Her gece gözlerimin dökülüyorken kanı ……….Bu yaşlı hafızamda yaşanılan anı çok ……….Ben sanki ben değilim, ben anılar dükkânı ……….Anılar dükkânının bir tek alıcısı yok *** Bir de ruhsal yönüm var yıllardır yaşlanmayan, Sevmeye doyamayan, sevilmeye kanmayan Kalp asla yaşlanmıyor zamanla teklese de Umutlarım bitmiyor yıllardır beklese de Bütün bu hayallere karşı çıkıyor tenim Bir umut bir de ölüm iki kolumda benim Gönlümün hatırını sorar eski şairler Yazdıkça dolduruyor çekmecemi şiirler, ……….Her gece hayalimde yarattığım cihanı ……….Sabahtan akşama dek dolduruyor anılar ……….Ben sanki ben değilim, oldum anı dükkânı ……….Bu dükkân kapısının bir tek çalıcısı var! *** Genç doktor uyu diyor; "Dinlenmelisin biraz" Ahkâm kesiyor gençlik, tabi bende itiraz! Ah doktor, uyurum ben sen gibi vaktim olsa, Sende hiç uyumazsın gönlünde ki gül solsa. Yaşlanmış bir çınarın son yaprağı oldum bak! Bütün yalnızlar gibi anılara daldım bak! Ha bitti, ha bitecek ömrümün sonbaharı, Lakin hiç kaybolmadı gönlümün nevbaharı. Bir gün gece yarısı komşunun mahzun sesi Diyecek ki; "Rahmetli zor verdi son nefesi." Bunu mu beklersiniz yanıma gelmek için? Neden bu ihmalkârlık, vurdumduymazlık niçin? Sabahyıldızı gibi solgun, kırışmış yüzüm, Ömrüm bitti bitecek, gelin be iki gözüm! ……….Her gece gözlerimden canlanırken anılar ……… Silinip gidenler var, sanma kalanlar azlık. ……….Efkara bağlandıkça gönüldeki tınılar, ……… Anılar dükkanının kalıcısı yalnızlık. İbrahim COŞAR |