KIR
Kırdan kıra dolaşırken avare,
Rastladım kır saçlı bir ihtiyara, Dedim dede ne ararsın burada, Dedi ‘‘çocukluğumu, gören var mı? Şen şakrak, deli dolu çocuklardık Sevmeyi bilirdik kini bilmezdik. Oyunlarımız vardı. Yağ satardık. Bal satardık. Lakin dostu satmazdık. Okulu kırar kırlarda koşardık. Kekliklerin ötüşünü dinlerdik. Ağaçlar altında mantar toplardık. Akşam nasıl olur hiç anlamazdık. Yırtık elbiseyle gelirdik eve, Annem karşılardı evde terlikle. Kaçardık dışarı var gücümüzle. Babam merdivende bizi görürdü. Kırlanmış kaşları kalkar inerdi. Sonra kahkahayla güler geçerdi. İnan çok güzel günlerimiz vardı’’. Dedim amca geçti onlar gel beri. Geçen günler artık gelmez ki geri. Şöyle biraz dinlen sonra dön geri. Yorgun düşersen bulamazlar seni. Buralar kır ıssız, tenha sen yalnız. Dedi az ‘’ilerde yaşıyorum yalnız. Oğlum vardı fakat çıktı hayırsız’’. Kır sakalı ıslanmaya başladı. Onu susturmamda mümkün olmadı. |