Ö Z L E M
Ölünceye doyamam, doyamam kucağına
Bebek gibi sırtına sarınmayı özledim Yufkam gönül sacında sıcağı sıcağına Sevgini katık edip dürünmeyi özledim Daha görmemiş gözüm Hanya’yı ve Konya’yı Şefkatin bellemişim şu koskoca dünyayı Gezmelere gidince bir şişe kolonyayı Kafadan boca edip sürünmeyi özledim Yalan değil birlikte dağlar devirdiğimiz Tarlalarda bitmeyen savaşa girdiğimiz! Gözümde tüter hâlâ … çember çevirdiğimiz Akşam karanlığına görünmeyi özledim! Pınar gibi çağıldar ezgilerin dupduru Gözyaşının mabedi gamzelerin çukuru Bir yaz günü ansızın bastırınca yağmuru Kanadının altında korunmayı özledim Harman zamanı dövüp günlerin gündüzünü Göver kapladığında şu ovanın düzünü Üzerime çekerek yıldızlı gökyüzünü Geceleri çayırda bürünmeyi özledim Babamla birlik altı, nenemle yedi çocuk Kışın diz boyu çamur üstümüz sumbulsucuk Yazın küllük sıpası… silkelenip az buçuk Düzenli suyla yünüp arınmayı özledim Uzandığın şu yerde seninle olmak için Huzurunda ebedî huzuru bulmak için Daha dönmemek üzre yanında kalmak için Bastığın topraklara serinmeyi özledim 01.10.2017 Salih ERDEM Yünmek: Yıkanmak Düzenli su: küllü su |
Kutlarım...
.................................... Saygı ve Selamlar.