LEYLA BAHÇELERİ
Bugün savaşı hızlandı vicdanımın,
cephaneliği boşaldı. Hala titriyor parmaklarımda o suskun heybet, Tetiği nasıl çekerim? Sinemde barut kokusu, Dağlarda ateş yakar susarım pusuya, devasa kayalıklar arasındaki bir hüzün çiçeği, buz gibi ırmaklara destan yansıtır gibi sevdam.. Sancılanır kefenimde duran ürkek vücudum, cebi yok bekleyişlerin.. Uyusun güzel yâr, uyusun; çırpınır kınalı yiğidim.. Sesleri damıtan büyük inkırazlar içinde, kabrimde bir nur, alevlere yükselir. Sahte bir tebessüm acıtırken canımı, Leyla bahçelerinde kayıp itlerin korkak iniltileri.. Ben o alaca kanatlı güvercinimi uçururken hayallerimde, bu sade özrü aldığı yere bırakıp dinmek öyküsü, parmaklarım rüzgarlara bulanık, tadı burukluk özlemleriyle.. Sevdası öfkeyle kabarıp kusarken taşları tepemdem, harr-ı şak ile gök mabedim, Ararken eski bir sığınak yerin diplerinde.. Hangi divanda uyusak, sazlık önlerinde? Sevdalı bir adamın dava şiirlerinde..! |