Bayrağıma el uzatma
Bayrağıma el uzatma
Bayrağımı yakan namert, Kana batan elleriyle yüzü kara çıkan namert. Olmadınki hiç zaman mert Yakındadır kisas günü Bende sana edeceğim, Sen ettiğin o zülümü. Doymadımı kan içmekten hala gözün, Açık söyle türklüğüme nedir sözün? Yüreginde kin bitmedi Ölülerin gözün oydun Küçük yavru çocukların tenin soydun kin üstünde doğurmuştur, nefret ile yoğurmuştur anan seni kötü kötü işlerinle tanımışız yaman seni. Dursun zaman, tarih burda başa dönsün Çok yemisin ekmeğimi Boğazında taşa dönsün Çaldıkların vurdukların Gözlerinde yaşa dönsün. Güzel yurdum Karabağı Ağlar koydun, Anaların sinesine ne çekilmez dağlar koydun. Hesapı var her bir kulun o dünyada, gideceksin cehenneme yana-yana. Bayrağıma el uzatma Benliğime dil uzatma Kes sesini, çok uzatma Türkün gücü büker seni, Bir hamleyle Çürük diş tek döker seni Alacağım toprağımı Zirvelere takacağam bayrağımı. Kuşlara yem edeceğim her tikeni Kan içinde boğacağam kan içeni. 1992-ci yıl 8 mayıs Karabağımızın cennet köşesi Şuşanın ermeniler tarafından işğalı günüdür.) 8.05.2008 |
’Şu Ermeniler sadık milletmiş hani.Ne olmuşta bizi katletmeye başlamışlar.’
dedim.
Hüsnü Bey amca: “Sadık olmakla, sadık kalmak arasında fark vardır
evlâdım.”dedi.
Dinle dedi:
Koyunlarımız vardı.
Yazın dağda kalırdık.
Çok köpeğe ihtiyacımız vardı.
Bir çok yavru köpek beslerdik.
Yavruluktan çıkana kadar süt içirirdik.
Yavruluktan çıktıklarında ise kuru ekmekle beslerdik onları.
Karşılığında hayati hizmetleri dokunurdu köpeklerimizin.
Sürüyü gece gündüz koruyan köpeklerin bazıları kuzularla oynarlardı.
Kuzunun kulağı köpeğin dişlerinin arasına sıkışmaya ve kan dişlerine
değmeye görsün.
İşte bu saatten sonra köpeğin sadık kalması beklenemezdi.Kuzu sayısının
azaldığını görünce o köpeği tespit eder vururduk,dedi.
“Dişine kan değmiş, et değmiş köpek, artık kuru ekmek yemez” dedi.
“Sadık olmak kolaydır fakat sadık kalmak zordur.” dedi
.