GÜNEŞ'Lİ GECELER
Kimsenin bilmediği topraklarda sapkın fikirli bir adam,
Ve Cehennem meleklerine sarkarken dili karanlık bir odayı aydınlatan bakışlarıyla nefis dürtülerin boğazında acıyı yudumlarken.. Hiç bilmediğin bir koyda duyarsın ya o şarkıyı, nefesin açılır ya gök beydalarına.. Libası asılmış bir bedenin dikilen tüyleri gibi ümitsiz, yaşamak kıvrımlarında.. Simsiyah geceyi katranla ağırtan o beyhude çırpınış, adi bir tezgah döşeyip mayınlı yollarıma, içimdeki yaralı aslanı firaka teslim ederken.. Bize aşk düştü beyim, yollar bedihi envara akarken, kırık duvar saatim dahi nihayetsiz karanlık.. Kıldan ince, kılıçtan keskince muhal, Aklımı kemirir her demde binbir sual, Deryalar mı kaybolur, bu çizim nasıl tual? renkleri kör gören bir ucube hale boyandım.. Hezeyanlar, serzenişler perde perde, her duygu, her viral bambaşka süzgülerde, Seni bilmez, onu bulduğun yerde, Yaşasın muhabbet-i daim niyaz, Yaşasın istikbal davalar, Güneş’li gecelerde... |