MAZİYE ÖZLEM
eski bir İstanbul sokağı
arnavut kaldırımlarıyla döşeli her bir köşesi her sokak başında yanıp sönen lambaları mahalleden eksilmezdi seyyar satıcıları evlerin çoğu tahtadan eski konak usulü uzaktan bakıldığında yıkılacak gibiydi babam anlatırdı iç çekerek söze başlardı yokluk yıllarıydı diyerek soframızda değişmez yemeğimiz tarhana çorbasıydı giydiğim urbam ya eski ya da yamalıydı parlak renkli lastiktendi ayakkabılarım daha çocuk yaşımda atıldım iş hayatına okutmak istemişti babam ama ben çalışmayı seçmiştim ne kadar yanlış karar verdiğimi yıllar sonra anlayacaktım hayat bana hep dik durmayı öğretti mutluluğu hep doruklar da yaşasamda yine de bir tarafım hep ezik kaldı babam okuma mı çok istiyor şartlandırmıştı kendini arkadaşlarına anlatıyordu her gün gözlerinin içi gülerek oğlum bir gün doktor olacak diye canım anacım evden çıkarken sıvazlardı sırtımı Allah zihin açıklığı versin oğul diyerek aslında zeki bir çocuktum ama bir o kadar da haylazdım içimde ukde kaldı sızlar yüreğim babamın hayallerini gerçekleştiremedim ne zaman göz göze gelsek gözleri nemlenir hüzünlenirdi yüzü ... Refik 21 . 09 . 2017 İstanbul |
Tebrik ederim kardeşim güzeldi mısraların..Kolaylıklarla kal..