ŞAŞIRMA ŞAŞMAEğilir bütün başlar uyar verilen emre İplik gibi iğnenin deliğinden geçiş bu Özlenilen toprağa beklene dursun cemre Bu gölge aleminin neyine serzeniş bu Bulut su’yu götürür çöle nasipse damla Varlık yokluk çok çetin,imtihanda insanla Bir katrenin sırrını çözemeden bir türlü Gözümüz gök kubbenin esrarını kurcalar Balık niye ayaksız,deve neden hörgüçlü İner soru yüklenmiş tepeden saikalar Git buzla yanmaya bak,ateşi bırak hamla Hüt hüt’ün rivayeti,kaimse Süleymanla Beşik tabut mezarlık,aksamaz muvazene Koş koşa bildiğince,mesafe hiç değişmez Tamah keskin kılıçtır,nefis çelik mengene Can mı vardır kurtulmuş,kime ölüm erişmez Aşık hû da mest olsun,sarhoş eğlensin camla Şu tabutla gidenin derdi yok ihtişamla Dağların zirvesince servet toplayan hasis Ne geldiğinden haber,ne gittiği farkında Rezzak yarattığına ezelden etmiş tahsis Kul niye boş gayenin bitmedik çabasında Gani olmak iktiza etmezmiydi imanla Yazık geçen zamana müneccimle hüddamla Şaşırma şaşma zinhar her dolambaç bir hile Şeytanın damağına sürdüğü yalancı bal Göz açıp kapamaya salân verildi bile Kefenin sarılmakta hazır dört kollu sandal Bu en son beraberlik dostlarınla imamla Vur kazmayı mezarcı,yolculuğu tamamla 10.09.2017.GÜREL Nezlim |