Unuttum Sandığım…
Yitip giden zaman değil, bir ömürdü ömrün içerisinde neler saklıydı, bir bilsen. Yalnızca sen gitmedin o ömürden. Belki de ben istemedim gitmeni.
Seni yolcu ettiğimden beri kalbimin kapısından, ömrüme hapis ettim gelenler görmesin diye. Belki kıskanırdı hiçbiri senin kadar sevilmeyeceği için. Madem yol almak istedin bende yol verdim sana. Kalbim küçük mü geldi? Sevgimin büyüklüğünden göremedin mi kendini? Neydi seni kalp kapakçığından atlatan ve ardına bakmadan kaçıran? Ben mi yüreğim mi sana eksiktim? Kendini mi çok gördün? Beni ne üzüyor biliyor musun? Nereden bileceksin? Bilseydin kaçar gibi gitmezdin. Yine de söyleyeyim, okursun da vicdanının öldüğü yer sızlar belki. Hadi beni sevmedin diyeyim, ya kalbim, kalbimde mi sana bir şey hissettirmedi? Ben değil, seni o sevmişti oysa. Onun hatırı için gitmeseydin bari. Yarım kalmış bir cümlesin artık tamamlayamadığım. Belli ki, bundan sonra da hiç tamamlayamayacağım seni. Unuttum sandığım, geçen sandığıma baktım. Seni nasıl güzel sevdiysem öyle saklamışım sandığımda. Gidişinle çirkinleştirdiğin Benliğini, güzel sevişimle hatırlıyorum hala. Ben, seni güzel sevmişim. Çirkin gidişinle kirletmek istemem. Cilt cilt kitaplaştırsam sana olan hislerimi, ciltler tükenir benim yüreğimde kalemim tükenmez. Söylediğim gibi sevgili ben değil seni kalbim sevdi. Çimenlerini çiğnesende kalbimin, sana hep yeşil kalacak. Çünkü seni düşledikçe yeşilleniyor kalbimin her yanı. Beddua etmem sana korkma. Sadece içimin kuytu köşesinde o küçük kız yetim kaldı. Hani, “az ötede oyna” dediğin. Onun adına söz veremem. Artık dua mı bedduamı eder onu da bilemem. Yaşanmış aşk hikâyesi bile sayılmaz bizimkisi salında. Sen beni arkadaşça sevdin, bense seni sevgilice. İşte bu yüzden benim yaşayamadığım tek kişilik hikâyem. Tükenmiş bir ömrün geç sevilen baharıydın sen. Bahar da yağmurda yağdı, saçlarıma karda. Güneşli günlerim de yıldırımlar düştü yüreğimin tam ortasına. Düşen ve her yeri yakan kavuran… sonra ne güneş doğdu oralara, ne de bahar geldi bir daha. Beni ne sevindiriyor biliyor musun? Satırlarımı farklı bir gözle okuyacaksın, Cümlelerimin arasında sen olduğunu bilerek hatta. Başkası ise herhangi bir aşkın, Soldurmuş olduğu yaprağın kalemle buluşmasını görecek ve öylece okuyacak. Kâh sitem Dolu bir cümle olacaksın kelimeler arasında, kâh sevginle taşan sözlerimle karşılaşacaksın. Her gün seslendiğimde kalbinin duvarlarına çarptı sesim. Aşamadım duvarlarını yıkamadım Ulaşamadım sana. Ya duymazlıktan geldin ya da sağırdın bana. Adını haykırdığımı duymadın. Kalemime sürülmüş yüreğim. Dil susar tükenmeye yüz tutmuş kalemim konuşur yüreğim adına. Sayfaya saçılır duygularım. Ve şu an her yer sen, yazılı bu sayfanın. Kalbimin sayfaları misali… Kızgınlığımın içinde kırgınlıkta var sayende, bir tek nefret yok seni sevende. Sana dair ne varsa sözcüklerin içinde. Belki anlarsın kalbimi sen de en az ben kadar Sevdiğinde. Rukiye Türeyen! |