İRFAN
Diyarbakır surlarından
Diyarbakır’a baktı İrfan İki damla gözyaşı yuvarlandı yanaklarından Hatırladı surlara ilk çıkışını Annesine karşı ilk gelişini ilk isyanını Ve evden ilk kaçışını Tutamadı çağlayan göz yaşını Aldı eline dert ortağı yaralı sazını Döküldü hüzün kokan yüreğinden Geçti geçmiş zamanın acı dolu tünelinden Birbir geldi gözlerin önüne bir şerit gibi Dicle’nin hüznü kederi,çaresizliği, fakirliği Arkasında bıraktığı yarı aç yarı tok Fırat’ın perişanlığı Ayrılırken yetim Berfin’in yalvarışı İsyan bayrağını çekmedi hiç bir zaman İrfan Kabul etti Allah’tan olduğunu hayır ve şerrin Baktı hep sevgiyle Onu gurbet ele düşüren kara kaderin cilvesine Katlandı vatan hasretinin çilesine Yandı binlerce kez Gurbete boşu boşuna çürüyüp giden asi gençliğine İrfan GÖRGÜN |