MAKİNELER
Bahçede otururken bir kırık sandalyede,
Gelen motor sesiyle ben de döndüm o yöne. Bir harç makinesiydi, gürültüyü çıkaran. Üç beş kişi vardı ki canla başla çalışan. İşçiler doldurunca kumu ve çimentoyu, Dönmeye başlıyordu alınca bir de suyu. Gürültüler içinde duruverince tambur, Kum, çimento ve sudan olmuştu şimdi çamur. O gürültü çıkaran makinenin yanında, Bir makine vardı ki çalışırdı kafamda. Onun da tamburunda dönerdi hep bir şeyler: Harflerle hecelerden oluşan kelimeler. Kafamda kelimeler, döner döner dururdu. Bazen hisli bir şiir, bazen fikir olurdu. Her iki makine de benzese de çok yönden, Üstündü benimkisi, elbette ötekinden. Biri çamur üretir, onca emek sonunda. Çamur vardır birinin ilk çıkış noktasında. Birinin ürettiği diğerine malzeme, Unutma ey makine, döneceksin özüne! Tamburlarda dönenler, farklı farklı olsa da, Makineler duracak, dünya dönüp dursa da. Çarpıcı düşünceler çıkarken beyinlerden, Paslı bir vida kalır, eski makinelerden. |
Makineler duracak, dünya dönüp dursa da.
Çarpıcı düşünceler çıkarken beyinlerden,
Paslı bir vida kalır, eski makinelerden.
tebrikler
yüreğine sağlık