aç kollarını..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ıslağındayım. durgun olmayan ırmaklarında yüzünü arıyorum/yüzüm gibi arsız sorgular bulaşıyor avuçlarına ki başka hiç bir dilde dillenmeyen ve başka hiçbir kimsenin bilmediği kulaklarımı neden çınlatmıyorsun? neyin dışındayım/ içinde kimin? (...) suçsuz onlar ve kırıkları saçlarının ölü onlar… -uyumayadevamedelim- / çarparken güneş yarı açık unuttuğun sırtının pencerelerine böyle sesleniyordum en kırılgan haliyle sesimin ki tam vazgeçmiştim oysa kendimden.. ve düşe yazıyordum sekizine gelmeden doru bir atın koynunda.. kulaklarımda hep bir gökkuşağı masalı vardı aklımın kuytularında gizlenmiş düşler ülkesiydi.. masal bu ya hız yapıyordum doru bir atın üzerinde yaşamla ölüm arasında hiç-bir- şey yoktu belki çizgiler veya uçurumlar.. vazgeçtim üzerini örtmekten en ölü düşlerimin ki kaybedince yaşamı bir rüyayı buluyordum ceplerimde.. biri bitse/diğer başlıyordu düşlerken/düşerken… dağınık olmayan evlerin kokusu siniyordu üzerime bir odadan çıkıp Atlas bir mutfağa geçiyordum masada üç renk gül biri mavi biri kırmızı siyah diğeri en ıslak yerlerimde ki sulamadan geçmeyeyim diye bir ırmak buldum ellerinden küçük hani atlasam boğulacağım sandığım… ve ben ki sevgilim olmayan sevgili; avuç içerimin ıslaklığı ile dönüyorum yüzünden/yüzümden ki bağışlama beni AS/la bu beni katil yapar hiç DÜŞünme yerime (acaba sevdi mi gerçekten beni) diye/diye avuçlayıp tüm ışıklarını güneşin bir adıM ilerde korktuklarının ve korkuluklarının emdim sıcağını ve ışığını sonra ne bir kül ne de u/mutsuz bir kul aç kollarını boşluğuna atıyorum kendimi.. (...) |
Bir rüyaya ihtiyacım var.
Gecelerin ve günlerin bağırdığı zamandan geliyorum.
Iteleye iteleye hüznü uzaklaştırıyorum kapı kollarından.
Daragacına asıp şüpheleri kendime yol alıyorum
Aralanıyor aşk.
Üç rengin en koyu renginde bir atlas yüzün ki
Kaderi bir adım güneşe bağlıyor.
Işığı sonra.
Aç kollarını..
Ince duygularla bezeli şiir
Saygılar,