ŞAH MURATAnadolu’nun bozkırlarında, Küçük bir kasaba ortaokulu. Asalet var insanlarında, Çok misafirperver her biri. Öğrencilerin farklı özellikleri. Yeri var çalışkanın,tembelin. Belki de budur güzellikleri, Parmakları bile farklı bir elin. Öğrencilerden biri çok farklı. Altıncı sınıfta yaş on sekiz. Kılık kıyafet yandan çarklı. Öğretmenler çok şaşkınız. Oğlum adın nedir senin? Dedi hocam adım şah murat. Neden büyük senin yaşın? Dedi hastalık oldu musallat. Okulda var her gün şikayet. Şah murat bir başka kişilik. Eşkıya gibi derler ya, hayret. Öğrencilere yapar kabadayılık. Öğretmenler her gün dert yanar. Ders dinlemez neden şah murat. Anne baba durmadan çare arar, Ne yapalım,nasıl olacak bu evlat. Bir gün kutlanacak yirmi üç nisan. Okul olarak törene gidiyoruz. Tören yerine bir çok insan. Sıra sıra meydanda diziliyoruz. Öğrenciler dedi birden hocam! Şah murat törenden şimdi kaçtı. Öğretmenlerde yok hiç gam. Şah murat’a herkes zaten alışıktı. Aradan geçti biraz zaman. Şah murat göründü birden. Omzunda bir çocuk kocaman. Yanımıza belirdi aniden. Şah murat bu çocuk kimdir? Aldın geldin tören yerine. Hocam ayakları tutmaz yetimdir. Üzülmesin,ağlamasın diye evinde. Bütün öğretmenler şaşırdı. Şah murat’ın ince davranışına. Öğrencilerin hepsi alkışladı. Şaşırdılar eşkıya arkadaşlarına. Kötü diyerek bütün insanları, Aşağılamamak,dışlamamak gerek. Mutlaka vardır iyi huyları. Önemli olan ortaya çıkarmak. |
Kutlarım...
………………………….. Saygı ve Selamlar.