YOL İŞÂRETLERİ ÖMRÜMÜN-I
1.SIMSICAK ERİMİŞTİN
demiştim sana yürüyüşün kumsallara benziyor, diye anımsarsın değil mi susmuş muydun birdenbire ağlamış mıydın ne belki de hayatı o kadar hiç sevmemiştin bir de ölümlerden ve felsefeden (öte-dünyaya’ya ilişkin ve kuramsal olan şeylerden yâni) hiç mi hiç söz etmeden yalvar-yakar okuttuğun kan kınası şiirimin alnında akar giderdi ay ışığı, diye sürüp giden dizelerinden ürpermiştin demiştim sana yürüyüşün kumsallara benziyor, diye sımsıcak erimiştin sımsıcak sım... 2. BAĞIŞLANMAZ KIVILCIMLAR a. çarpıldım görür-görmez kardan beyaz alnını beni felâket sarstı, inanır mısın dudağının o çekingen nazlı edâsı ürkek kirpiklerinden sızan yalnızlıkların parmak uçlarımı yaktı, ateşten daha ince b. acelecisin neden, n’olurdu gitmeseydin sümbül sağnağına bir tutsaydım saçlarını ah! acılar acılar dizdim çakıltaşlarından burçlarına kalbimin ilkin bileklerinden öpmeyi düşlerdim oysa kırışıksız bunca keder söyle şimdi mahzun gözlerime mi benim depremlerin koptuğu yere mi yeter gelincik-endam hâlini nasıl unutmalıyım ya puslu camları ışıtan hıçkırığını c. sırtıma çokça şiir ve gözyaşı yükleyip -uzun yolun azığı da yanımda- çiçekler ülkesine mi göç etmeliyim kavi bir yürek şavkıtan ağrılarımla sevdalarımı gömseler avuçlarına yaralı bir ses bulsa çığlığım sende yaz yağmuru yağdıran sözcüklerinden doğursaydın ömrümü cıvıl cıvıl can sesinde yeniden türkü terleyen çilesi olsaydın benim turna kanadına dağlanmış özgürlüğümün d. koynumda sütmâvi taylar gibi seken hüznümdür şimdi körpe ciğerlerimde hasret barutla çalkalanır sancılarla sarmalanır sabra utancın ve cesâretin yumruklarımı uyandırdığı koyaklarda bağışlanmaz kıvılcımlar tutuşturmak yazgım mı umut ağır kıvır kıvır bir bakışsa içimden e. boynum serin olmalı kırlangıç öpücüklerinden 3. SEN SEVDA MİLİTANI yarası olan anlar, senin çizgilerinden fırça darbelerinden, sevdası olan anlar özlediğin değil mi ki ihbarsız telörgüsüz horlanmasız bir dünya kimsecikler kalmasa da etrâfında o pısırık dostlarından sakın irkilme! sen sevda militanı cesâretle çevirip şafağa yüzünü yürüyebilirsin yaslanacak bir mevzî bulursun elbet cehenneminin ortağıdır işte yadsınmaz gerçeğindir karındır senin, kalleşlik etmez durma! bir çift kumru öpüştür bütün gücünle onun bağımsızlık bildirisi saçlarında 4. AYKIRI SEVMEK a. bir piyanonun tuşlarına dokunurkenki inceliğini sevdim parmaklarının bir denizin dalgalarına karışırkenki isyankârlığını sevdim saçlarının bir öpüşün sıcaklığına kavuşurkenki ivecenliğini sevdim dudaklarının b. o parmakların, saçların, dudakların o sözcüklerin olmasa ben nereye göçerdim ben nereye nereye? 5. ŞAİR AĞITI burda bir şair gömülü yüzü sümbül kokulu çığlık ve keder renginde bir top kefene sarılı kalbi keklikten geçilmez sözleri hüzünden seçilmez sevdasına pahâ biçilmez burda bir şair gömülü sesinde türküler uyaklı göğsünde acılar yankılı saçlarında rüzgâr saklı burda bir şair gömülü çocuklar kadar güleçti berrak akan sularca gençti kırımlarda bile dinçti burda bir şair gömülü burda bir şair gömülü yüzü sümbül kokulu çığlık ve keder renginde bir top kefene sarılı |