Sarar Yaşam İpliğimi, Zalimce Bir Çıkrık.
Tanıyamaz oldum bu şehri, kaldırımlarında,
Caddeleri dar sokaklarca, çıkmaz, Görünmez oldu sevgilinin hayali, Çıkmaz sokaklarında. Kör etti güzelliğin gözlerimi, Görmüyorum sahillerinde gezindiğim mavilikleri, Yok olmuşça mavi gözler belleğimde, Yoksun, ne florasanlarda, Ne de neon ışıklarında. Yosun tutmuş taşlarcasına yüreğim, Tutuşan ateşi sönmüş, zemheri ayazında, Volkanlarım da küllenmiş ne yazık, Sevda nağmeleri yok artık, Kırık telli sazımda. Raksını izlediğim rast makamında, Bestelerim üzgün; Üzgünce sözcükler, boynu buruk dizelerimde, Hüzünlü nağmeler inliyor, Hüzzamca, bestelerimde. Ey yalnızlıklarımın perisi, Ulaşılmaz yollarındayım sevdanın, Ses vermez dağların zirvelerindeki rüzgâr, Ulaşmaz sesin, kaybolmuş anılarımdan endamın. Yalnızlığınla girdiğin kalbimde yoksun, Noksan, bir yanım sensiz, kalbim de kırık, Sıyrılmış kollarımdan sardığım ruhun, Sarar yaşam ipliğimi, zalimce bir çıkrık. Ey gönlümdeki sevda lavlarının volkanı, Razıyım cehennemce ateşinde yanmağa, Buz kesmiş sensiz, üfle tutuşsun sevdam, Ben hazırım yeniden Sevginle yunmağa. Sunak taşında kurban olmak istiyorum, Gelmesin göklerden koç Kes boynumu İsmail’ce, Sensiz zindansa neylerim yaşamı, Sensiz güneşim, Gündüzüm gece. 04.Mayıs.2008 00.05 |