yatacak yerim vardı, sabahlanırken anılar misketlerini yutturmuş çocukluğum kıt kanaat gençliğim kıramadığım kafes alnımın çatı,çerçeveli diplomalarım ve tekaüt maaşım balmumu bir tramvay arıyorduk, imdat kolunu çekecek iki otobüs kaçırdık o ara yalnızlığımızla bir kaç vapur
şehir tuhaftı...can kuru
lodosu kürüyordu deniz, şehrin eski halinde sulu boya yağmur da vardı içimiz üşüyordu kadınlı,erkekli nefes aralıklarında bir nahoş nafile bir hoş bir laf, bir güzaf bir de küfrün yedi sülalesi havası uzun bir türkü söylüyorduk rüzgarlara basıp peynir gemisinde
şehir hüzzamdı,çığır çıkık...
iki deniz mili uçmuş , iskele kuşlarıyla kıyıya sis indiriyorduk, unutulmuş duygular sokağında yorgundu, sımsıkı sakladığımız içimiz çıkmamış canımız vardı kabından taşamayan su iki dilim hüzün kesti istanbul usulca bıraktı kıyımıza bıçak kördü ben gördüm
şehir yapayalnızdı,içim ürkek...
ilahi diye söylendi, beş vakitlik tövbe gelişi vakitsiz yeşilkadına uçları kırılgan belkisizliğiyle geçmişini soyundu çıplaksızlığım yeşerecek bir hikayeye, sığındı şaşkın boşluğum içi bir loştu dervişin zikrinin fikri bir hoştu güzeldi, gözümde yüzünü unutan kadın kutsaldı günah kapı aralığından bakındı acabalarım dünyam güzeldi dünyam yüz görümlüğü
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Unutulmuş Duygular Sokağı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Unutulmuş Duygular Sokağı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.