İkindi Vakti
Güneşin altın sarısı rengi
Camdan odama vuruyor 40’ı geçince yaşlar İkindiler bir farklı oluyor... Odamdayım... Kulağımı yere dayıyorum Toprak nefes alıp veriyor Dünya da yorulmuş O da ömrünün ikindi vaktinde İkindi vakti sessizliğini Kamyonun gürültülüsü bozuyor Acaba o da mı ikindi vaktinde? Gürültüsü azalıyor.. Azalıyor ve susuyor... İkindi vakti güneşi Kanaldaki suya vuruyor Gözlerimi alan ışıkla Dünyadan ayrılıp, Başka yerlere gidiyorum Bugün ikindi vaktinde Dostları daha bir arıyorum Duvardaki tik tak sesleriyle Ruhum bedenime, Bir giriyor, bir çıkıyor... Yazan:Seyfi ALP. |
Berlin'in içinden geçen çok sayıda su kanalından birinin kenarında, ikinci kattaki büroda işlerim azaldıktan sonra arkama yaslandım. Kanaldan kayıklarla geçenlerin suda oluşturduğu ses, uzaktan geçen bir kamyon ve kuşların cıvıltıları dışında o an yaşam adeta durmuş idi. Sadece toprak nefes alıp veriyordu.
Şiirde düzyazı kadar iyi olmadığımı biliyorum.
Ancak 11 yaşımda ayrıldığım ana ve baba ocağının özlemiyle, yüreğimde oluşan hasret okyanusunda bir gün bir tsunami yaşanacağını hissediyorum. O an geldiğinde dünyanın en özlem dolu hasret şiirini yazabilmeyi de hayal ediyorum.
Edebiyat dostlarına Frankfurt kentinden selamlar.
Seyfi Alp14 tarafından 6/1/2017 1:20:31 PM zamanında düzenlenmiştir.