NE ÇARE?
Çocukluğumun hükmünde olsam ne çare?
Ne çare, aldatılmışın şeceresine sığdıramadığım Düne teyelli somurtuk bir tümceden hallice Kanıksasam kinayenin seyrinde Alnıma buse konduran şeytanı. Zamandan çaldığıma nazire Andan yoksun yarını şimdiden çaldırdığım, Çalım çalım mısraları mesken tuttuğum Bir de şekilsiz şemailsiz şiirlerin gölgesine Attığım o çapada Kanayan yara olsam ne çare? Zanların zamirlerinde solan bir heceden çıktım yola madem, Sonum belli doğduğumda alnıma yazılı Görünmez şecerem. Ne çare sevsem sevilmeden? Gıybet fukarası bir garip olup da Şükrümle mi övünsem Yine Hakkın dem vurduğu en hayırlı fani olsam Keşke’lerin sığınağında, Sürsem kat kat boyayı kayıp maskelerin Dört göz kehanetinde yanan bir sure tadında Alev alsam için için, Üstelik bir meziyetmişçesine Çaldırdıklarıma verilen payede Sunturlu bir küfür gibi yan gelip yatsam: Raconu ıslah olmaz bir gölgede kayıtlı O kabadayının nazarında Bir İstanbul hanımı olup da çöreklensem. Zannımca bir yürekte dememe bakma sen yine Bir de alı al moru mor güfte tadında Şerbetlenmişken acılarla En doğurgan kadın peyzajında Yetim düşmüşsem ne çare? Yine bir beyitin çatısında soluklandığım Yangınlarımdan bihaber iken O mahrem bilinmezlikte Şerh düşsem yine şiirin sol alt köşesine Ne çare? Ne çare ki şiir tadındayım yine: Ölümüne sevdalı yaşamaya aday mutlu günlere Olsam da solsam da Gülden güle konarken deli bülbül Kanasam da derinden Yeter ki sızan acımı görmesinler: Söyle ne çare: Öl, desen de ölmediğim her şiirde Kesişse yolum nice yürekle Bir de sonlanmasını arzu etmediğim Gecelerin yüzü suyu hürmetine Hala nasıl oluyor da efkârımı seviyorum en derinden? Sevsem ne çare? Ötesinde saklıyım aslında Aynanın arkasında soluk bir gölge Kaçan içinin mealinden kopan o deli fırtınada. |
Adem Akçam-- tarafından 6/2/2017 3:31:30 PM zamanında düzenlenmiştir.