sadece yaşayacaktım
bir müzik duyarım bir müzik gün içinde ısrarcı
hüzün çöker şiir gibi şiir ki bahçemin gülgoncesi insan dindiremez vapurun denizdeki yalnızlığını bilirim bilirim bilmek yalnızlığın avuntusu kıyı kıyı arandığım iklim kırmızı bir güle yakışsın istedim istedim ki yüzünün tüm mevsimlerine yetsin ömrüm kendi hatırım yordu beni kırk yıl taşımaktan sonra kahve içmeyi bıraktım baktım evlerin içinde insanlar insanların içinde başka evler kalktım birer birer çıktım dur demediler değil mi ki ömrümün fazlasını o evlerde bıraktım kedisiz kalmadım kendim siz kaldığım kadar aklımı ziyan ettiysem ne olmuş yani vicdanımı büyüttüm belki sizden habersiz bir de kediler onlar beni hâlâ sever kısa çöpü ben çektim bu hayat benim ah pervasızlığım uzak yanım önce kaçıp sonra korkan kimseydi ben değildim kırık bir camdım aynalardan saklandıkça karşıma çıkan dediler kuşlar öldü dedim annesiz mi kaldım dalın bana söylediğini gittim başka ağaca anlattım baktım su düşmanın elinde ekmek düşmanın ruhunu sat doymak için bütün nakaratlar yani şimdi baktım olmuşa olmakta olana gördüğüm insan ah ne yazık saklısında acem kılıcı düşene uzatacak terimi tenime düşman eden insan dilerim insan olmaz dedim gelecek olan oysa sadece yaşayacaktım sade ve telaşsız yaşayacaktım |