GÖNÜLGÖNÜL Zamanın içinden bir nehir gibi Çağlayıp akarak geçiyor ömür Sakisi yar ise, yok lamı cimi Zehri bal eyleyip içiyor gönül Akıl fikir ile turlarken arşı Sevdalık üstüne yüreğin marşı Yelkenli misali rüzgara karşı Deryayı yararak geçiyor gönül Kuruyan dalları budayıp bir bir Yediveren güller açıyor gönül Sevgisiz bir hayat çekilir değil Kinden köşe bucak kaçıyor gönül Vuslatın yolları çıkmaz sokaksa Temmuz sıcağında üşüyor gönül Hayalle gerçekler kucak kucağa Döğüşürken yere düşüyor gönül Gök kubbe altında yerin üstünde Ne ektiyse onu biçiyor gönül Tacı tahtı bırakıp yer yüzünde Aşkla sonsuzluğa uçuyor gönül MELAHAT ÇETİNKAYA |
Ne ağıtlar dizdirir şaire...
Bir başkasına sorarsan mehil görmezler düştüğü yere gönlü...lakin gönül bu işte; nereye düşerse "güzel o"
Hani bir türkü var ya Melahat Meloş Çetinkaya ustam..."Ben senin kahrını çekmem gönül" diye...
İşte öyle bişey...