Gürültülü şiir
Gürültülü şiir
gecenin bir vakti sırası mıydı şimdi çok yaramazsın şiir! çok densizsin bu gece... ’ tik tak tik tak tik tak’ yeter be! sen ne çenebaz saatsin çıkarır pilini saat katili olurum tüm zamanar hısmım olur... bir cinayet teşebbüsü değil bu yazdığım tükenen zamana inat imtiyazlığım kalem ’şiir’ diyor, saat ’tik tak’ musluk ’ şıp şıp ’ diyor kapı desen gıcır gıcır uzaklarda cami avlusuna terkedilmiş bir şiir var / / / / / / / / şairi piçin teki... şiir masum sandınız değil mi? kolayı var, anlatayım öyleyse komşumdur bu şair... abuk subuk şeyler yazar her biri eleme dair... amma gel gör ki şehri şiirinden kafir / / / / / / / / / o zamanlar düş/sel bir çığlık var hem de ortasında gecenin ne susmak biliyor ne de doğru notayı dodiyez başlıyor tüm nâralara, sibemol bitiyor bu esnada şiir bir oktav yukarıda; kağıda, kaleme, tüm zamanların şairine v e r y a n s ı n e d i y o r... velhasıl-ı kelâm... bitti diyor şair pinpon topu gibi bir şiiriniz oldu gözünüz aydın şimdi gene final vakti... şiir! bozma asabımı! al sana final, susmayı bil artık / / / / / / işte bitti sayın okur, bu şair de böyle halı gibi şiir dokur gürültüsü çok oldu, gidip aldım camiden şu kafir şiiri saat sustu artık... dokunma yalanıma, kan kaybediyor dilim... şairi teferruat mevzuu şiir |