Ah be Nalan!...
Ah be Nalan!.
Ağır hasar bırakan gamzelerin yok mu? Tahribatıyla öldürüyordu, bakışlarımda... Gurbete gidenlerin yol boyu izlediği, Çok yıldızlı ve ışıklı gökleri düşün, Ya da, Gün ışığı vurması. İşte buy du gözlerin!.. Siyah saçların büyüsü, Büyütür içimdeki çocuğu, ben duyarım, Sen duymazsın serzenişini... Dudakların Fırat’ın serin suları, rengi, sahipsiz tarlada açan gelincik rengi. Sarı yaban çiçekleri arasında gözüken!... Bir bakarım inek sağarsın, bir bakarım tarlada, Terliyor memelerin güneşin sıcaklığı altında. Görünmüyor ki bana, o anki, kendi ıslaklığında! Bir kanarya öttü sessizliğin içinden, bir keklik türküleri duyulur derinden, Ben bunları gördüm, yaşadım sesinden!.. İç ağrılarım artıyor başkalarına gülüşünü düşündükçe, Ben neden nasipsizim bu kadar, senden yana fukaralığım bitmiyor... Ah be Nalan!.. Kısmetime baktırdım bütün falcılara, yine çıkmadın falımda, Göğe baksam görünür mü yüzün, ya da eğilsem toprağa, Yüzüne hasretle pençeleşirken, benzemedim mi sanırsın sarı yaprağa!.. Ah be Nalan! Aşka gelmiş Mart kedilerine çevirdin, onlar bir yolunu buluyor, Bana düz duvar. Söyle, haksız mıyım? Senden daha güzel yüz mü var? Başın yıldızlar arasında; dağın gölde yansıması, yüzüne benziyor. Gece sehere uyanırken, mevsimim hüzün, Her gece, tüm gün karşımda canlanıyor, görkemli dağları andıran yüzün!... Neden bendeki aşkın papatya sarısı, papatya kokusu? Ah be Nalan!... Veysel Kimene Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. 25/04/2017 |