-"FARKHUNDA" MISINIZ?-Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İnsanlığın temel problemlerinden biri de linç olmaktadır. Cehalet ve önyargıyla yoğrulmuş sosyo kültürel bir yapının yansıması, dışavurumu olup; kin, nefretle bilenmiş bir grup tarafından suçlu ya da suç işlediğine inanılan bir kişinin katledilmesi hadisesidir.
Kimi Amerikan filmlerine de konu olduğu üzere 19’uncu asır Amerikasında ırkçılıkla yoğrulmuş beyazların olay mahallinde yakaladıkları ya da görüldüğü söylenen bir siyahı cezalandırması, öldürmesi biçiminde kendini gösterdiği gibi ortadoğu, Afrika veya kimi Asya ülkelerinde de töresel, siyasal veya dinsel gerekçelerle tatbik edilebilmektedir. Emperyalist ülkelerin iktisaden kaynaklarını sömürdüğü memleketlerde ırkçı, mezhepsel ya da etnik nefreti körüklemek suretiyle suni durumlar meydana getirmesine bağlı cereyan eden bilinçli, öngörülmüş olaylar manzumesi olabildiği gibi ani bir durum, iftiraya bağlı olarak şekillenen öngörülmemiş olaylar halinde de meydana gelebilmektedir. Her iki halde de korkunç neticeler doğurduğu kuşkusuzdur. Toplumsal bir işkenceye dönüşmek suretiyle insanın yaşam hakkını ortadan kaldırması, kitleleri hüzne sevk etmesi, manen yaralaması, adalet duygusunun sarsılması, inanç ve değerlere duyulan güven ve bağlılığı zedelemesi gibi menfi neticeler doğurması linçin korkunç olduğu kadar karanlık yüzünü önümüze koymaktadır. Psikiyatrik açıdan da üzerinde önemle durulası ciddi bir insanlık sorunu olarakta karşımızdadır. Genel olarak özgürleşemeyen kapalı toplumsal yapıların bu tarz kıyıcı eylemlere yatkınlığından söz edilebilir. Bastırılmış cinsel problemlerin öz nefreti doğurduğu ölçüde diğer insanlara karşı saldırganlığı beslemesi her zaman mümkündür. Linç eden kitledeki bireyleri tek tek masaya yatırsak kimler yoktur ki içlerinde? Hayvanla ilişkiye giren veya girmiş mi, bir kız çocuğuna tecavüz eden veya etmeye müsait olan mı, telefon sapığı mı, en ufak bir kıyafet ya da duruş karşısında boşalan mı bulunmaz acaba? Sonrasında da ayy yaa kırmızı çizgim ha! Öyle mi? Kendi yaşamının gücünü duyurmak için kendince gerekçelendirdiği biçimde yaşam yok etmek. Kimi zaman merhamet görmemiş insanların merhametsizliği biçiminde tanımlansa da sonuçları düşünüldüğünde gerçek kurbanı bırakıp akıldan yoksun kontrolsüz çıkış yapan, zalimliğinin farkında olmayan, olamayan katiller süresine mi üzülmeliyiz acaba? İdam cezasına karşı olanların idam edilecek kişi bazında yaşam hakkının kutsiyetinden söz etmeleri durumuna, peki ya kurbanın yaşam hakkı ne olacak diye şüphesiz haklı olarak itiraz eden yığınların kişisel hezeyanların toplumsal bir cinnete dönüştüğü kendi başıbozuk hal ve hareketlerini nasıl değerlendirecekleri, nereye oturtacakları halen insanlığın temel merak konuları arasındadır. 2015’de Afganistan’da meydana gelen bir linç olayının detayları da gözetildiğinde öne çıkan faşizan duruşun yanında benim naçizane şiirimin solda sıfır kalacağı ise o kadar açık ve seçik ki...
ey ilk taşı atan!
ey kıdemli günahkâr! zalimler şâhısın kabul et kes artık kes! kim bilir kaçıncı kez kıydın bir masumun canına da insanlığın ot tıkadın çanına kına yak be hey iblis! sır değil bu asırların imbiğinden süzülen nemesis sana gerek kalmadı ki ne engerekler var yeryüzünde aynadaki aksin ancak senin cehennemî yalnızlığında murdar olasın ya sen mağdure muskaya karşı çıktın sen ey kadın! hangi muz kabuğuna bastın da bilemedin öyle ki, bir kere çıkmış adın bak gördün mü? ruhunu şeytana satmışsın ezelden bak ki gör! bir müfterinin sözü olur esas anında histeriye tutulur kitleler sıçrar bir anda kanserojen kitleler şeriat mı? yapma be molla! at bir kaç kadeh şeri bu nasıl bir dinsellik? gerçekte bastırılmış bir cinsellik, gerçekte bir beden üzerinde kaç beden boşalır prezervatifsiz? ters döner mezarında bir kerre daha Reich faşizan duygular ki rap rap rap benliğin derinliklerinde uygun adım şimdi tören adım marş! dikkaaat! tuttur ritmi, bozma sırayı şerefsiz! id misin it misin belirsiz beyler! "farkhunda" mısınız bilmem de? insan değilsiniz çünkü eğer değilseniz farkında L.T. |