Tencere Tava Konçertosu
MAVİ, Bir salı günü,
perişan vaziyette kızıl bulutlar, ve suskun bir kitap okurken, sanki dua ediyormuşum bilmeden, belki dua nedir bilmiyordum. Radyo’da seslendirme bir Tiyatro, sahnesi gürlerken Shakespeare’s hamlet. Biraz sonra, Az sonra, üzerimize asitli yağmurlar yağarken, bir kadın kara kedi gibi, saçlarını, yıkarken klorlanmış çamurlu sularda. Darmadağın bu şiir, hani iplere çamaşırları bağlıdır ya, veya güne isteksiz olduğundan, sızmıştır oracıkta yeşil vaha’da. Belki, kalemi yıllardır yazıyor yazıları, her hangi ihtimalle karşı görünmez, ve yayın akışını canlı izlerken, veya, eksiksiz olarak, damga vergisi kanununa, göre hareket ederken imge hataları, çokça. Bay çağdaş, dev ekran önünde, hipnotize göz ile, gizem filmleri ve psikolojik hikayeler, izlerken, komik ve eğlenceli insanlar... …Sevgiliye hediye sepetleri, kargo ile yollarken, bir sürü, ev kadınları, bakım ürünleri analizi yaparken, bir gözlüklü, bay eleştirmen, hayali müşteri portföyü oluştururken, ve kayıtlı makaleleri seçme kodlar ile, dolambaçlı yazıları ile hiç bir şey, söylemeden, beyhude bakan gözlerine, ünvan peşinde olan kızıl meydan, havarisi… Edebiyatı kendi malı gibi kullananlar, dengesiz ve sağlıksız, beslenme mağduru zihinleriyle, narsisizm örneği teşkil ederken. ...Bir şey söyleyeyim dedim, derken,tövbelerimi bozdum, yeminler bozdum, oysaki ant içmiştim susmaya. Silüet gölgeler vahim, cihan kan içinde, boğulurken tek dertleri tencere tava, ile senfoni biçiminde melodi tutturmak. Zihinlerinde cümleler prangalara, vurulmuş, bunlar mı yoksa toplum, örgütleri? veya aydın insanlar, oysaki sadece bunlar; bir elinde tencere, tava, diğerinde kadeh dünyayı kurtaranlar, ve zemin taraması yapan kızıl gözlü ünsüzler. Ufuksuz bir bakış açısıyla, kumpasçı yoldaş, ellinde köpüklü, şampanya, az ötede kaldırım teraslarında havyar içinde, vals şovu yapan kızıl meydan övücüleri. Zihinlerine, şifreli kart ile giriş yapmanız, gerekiyor ama memleketin halini, mazlumun derdini, aydının özgürlüğünü, yoksulun çilesini, orada bulmak na mümkün. Çok muhteşem eylem planı sayesinde, kurtarıldı içki masalarında dünya, tek kelime ile erken esen tencere tava. Tencere tava, fırında nohutlu pilav, karışık türlü sebze çorbası… ve do re mi fa sol.. Bir iki, bir iki,, zer o,, radyoda gürlüyor sunucu nağme nağme, Mao gamsızlığı ve fuhrer popülist retoriği ile. Karşısında duruyor garip halk adamı, kana batırılmış bezle ağzını bağlamışlar. Ve gaz yağı bezi unutulmuş beyninde, ben, daha önce yapacağım olarak, sessizce orada duruyor olalım. Ey türkçe fakiri, şâir bir biçim yok ne anlatmak, niyetindesin..? Ben biz veya avam ne, ne olduğunu bilemeyiz bu yüzden, bekleyebiliriz tencere tava havarilerini. Sağ gösterip sol vurmak, istediğiniz hızda veri tabanı Error.. Sanal Edebiyat Fakültesi’nde toplandı, uluslararası kızıl şiir geliştirme çalıştayı, deneme erişimi kısıtlı olan senfoni gürlüyor,, o” geri gelene kadar… Sen, insanları sevmek zorundasın, diyor yoldaş o hibe fon mağduru, zihniyle, Eyvallah, Severim, ama bu insanlar, neredeler.? ilerdeki bayan kuaförü ve günün, kapanışı. Televizyon da yemek ustaları sis, duman içinde buharda pişirme, yöntemleri göstermekte. Evimin camları buhar içinde, ve komşu ihtiyar adam izliyor, küçük kırmızı otomobili park etmeye, uğraşan kızıl saçlı ünlü bayanı. Şiirin edebiyatın old Masteri, isyan çalışmalarına başladı, elinde bira şişesi yön, veriyor demokrasiye. Bir iki bir iki zer o, gürlesin tencere tava konçertosu, sanki Vivaldi’nin, kemanları sokaklarda yankılanıyor gibi, bir kızıl salı günü… Eyvallah.. |
Gönül dostu; Kaleminizin duygu aktarımı daim olsun...
Beğendim...
Kutlarım...
............................................Selam ve saygılarımla.