Sihirli
Demir erirde ,nasıl erimez zaman? ruhuma atılan bu kaçıncı dinamit ?
Mevsimden mevsime geçtikçe tarumar,Sonbahar şöyle dursun Alışamadan henuz kış’a Urbamda deliksiz uyku yerine çelik düşünce Kanatlanmaya hazırlanırken bir güvercin karşı dalda Gövdesinde hiç tanımadığı bir kurşun Koca ormanı ateşe veren sarı saplı kibrit.... İffetinden sual eder oldum zamansız rüzgarların Yapraklarım vardı el değmemiş ,yere düşmemiş Kalpazan hayat dedikleri bu olsa gerek Beni sana seni bana düşündüren Güvensiz limanlarda titrek mısralar olur derdim Derdim! işte senden ufak, benden büyük Şiirlere bir kaç beden küçük gelen ceketler gibi Emanet durmuş aşk üstünde Hadi gece olmadan silkelen boş portmantoya İşaret verde gitsin,mavi gözlü kaptana Hiç ummadığı anda ölen kelebekleri düşün Düşün ki ısınsın döş’ün Sıcağı seversin bilirim ,güneşide Unuturmuyum hala aklımda ressama sövüşün Çizmedi diye istediğin rüyayı tuale Gözyaşları mavimi diye sorduğunda Verecek cevabı olmayan sözlükler gibi işte Gitmeliyim diyen siyah yüzlü karanlık adam gibiyim Her başlangıcın sonu olmalı diyen filozof özentisi Evet aslına bakarsan birazda sinirliyim Sana değil canım hüdhüd kuşlarına Yada düt düt edip duran arabalara Kaldırımlara,caddelere yada sokaklara Ne farkeder işte ,biraz sihirliyim... |