seni izliyorum..bazen olur bu/ bir şiirin derinliğinden çıkıp ıslak, içeri girer göz perdelerinden sÖz ki artık hiçbir yerde kendi kendine olamazsın gelip seni bulur hiçlik.. bir bütünün diğer parçası teninin terinde gezinen bir deniz canlısı gibi hünerli ilerler gerdanına doğru şayet bahsediyor olabilseydik birşeylerden ve en çok çiçeklerden mesela kardelen derdim sana/ sadece sana... ne yana dönsem karşımda olan ve g-özlerimi içine alan soğuk, bir o kadar meyilli erimeye odalardan odalara düşündüm bunu aldırmadan dağınıklığına saçlarının odalar boyu... yapabileceğim en son şeydi; daldırıp ellerimi boşluğuna kaygan zeminlerinden inerek ıslak b-akmayı umarak pembesine/ yastığının ki derinlerine gömüyorum gözlerimi.. ne mi oluyor? bir düş/düşüş yaşıyor ve taşıyor ırmaklarım hiç bilemediğim bir zamAna doğru.. bazen olur bu.. tuhaf sesler çıkar, göğüs kafesinden kurtulur kuşlar ve büyür gözlerinde çekerek anı kendine hiç gitmediğin yerlerden dönmek için ve en çok da çıkarmak için ellerini ruju kırmızıya kesik a/kan sağanağın pencere pervazlarında uyandırdığı hasretler yayılır günaydınlara gebe ki en son damla can suyu olur tıpkı burada/arada kalanlarımız gibi.. zaman onca gölge taşırken sırtında bir bir çizerken tırnaksız gözaltı torbalarına saklanan düşler neyi sAklar içinde.. hangi rengi belirler saç diplerinin vefasızlığı.. seni izliyorum/ g-özüme harflerin kaçtığından beri yerebatan bir sarnıcın çıkmaz sokağı kesen ıslak gözleriyle... (...) |