Sabah yıldızı, Cesare Pavese, Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Yalnız adam uyandığında deniz hâlâ alaca karanlık,
yıldızlar titreşiyor. Bir ılık nefes denizin yatağının bulunduğu, kıyıdan yükseliyor ve esintiyi hafifletiyor. Bu şimdi oraya hiçbir şeyin ulaşamayacağı saat. Pipo ise dişlerin arasından, sönmüş olarak sarkıyor. Vakit gece, su rahatça çalkalanıyor. Yalnız adam az önce büyük bir dal ateşi yaktı ve kızaran toprağa bakıyor. Çok geçmeden deniz de ateş gibi olacak, parıl parıl. Bir günün şafağında hiçbir şeyin olmayacağından daha acı bir şey yoktur. İşe yaramamazlıktan daha acı bir şey yok. Gökten, şafağa yakalanan, yeşilimsi yorgun bir yıldız sarkıyor. Denizi hâlâ alaca karanlık görüyor, ateşin lekesini ve yanındaki, bir şeyler yapmak için, ısınan adamı; görüyor, sonra bir kar yatağının bulunduğu karanlık tepelerin arasında uykuya dalıyor. Yavaş geçen saat artık bir şey beklemeyenler için acımasızdır. Güneşin denizden görünmesi ve uzun günün başlaması üzüntü müdür? Ilık şafak yarın dönecek, berrak ışıkla, dünkü gibi olacak, aslâ bir şey gelmeyecek. Yalnız adam sadece uyumak istiyor. Son yıldız gökte sönünce, adam yavaşca piposunu dolduruyor ve yakıyor. Cesare Pavese, İtalyancadan çev. Sunar Yazıcıoğlu Şiirin aslı : La stella del mattino, L’uomo solo si leva che il mare è ancor buio e le stelle vacillano. Un tepore di fiato sale su dalla riva, dov’è il letto del mare, e addolcisce il respiro. Quest’è l’ora in cui nulla può accadere. Perfino la pipa tra i denti pende spenta. Notturno è il sommesso sciacquìo. L’uomo solo ha già acceso un gran fuoco di rami e lo guarda arrossare il terreno. Anche il mare tra non molto sarà come il fuoco, avvampante. Non c’è cosa più amara che l’alba di un giorno in cui nulla accadrà. Non c’è cosa più amara che l’inutilità. Pende stanca nel cielo una stella verdognola, sorpresa dall’alba. Vede il mare ancor buio e la macchia di fuoco a cui l’uomo, per fare qualcosa, si scalda; vede, e cade dal sonno tra le fosche montagne dov’è un letto di neve. La lentezza dell’ora è spietata, per chi non aspetta più nulla. Val la pena che il sole si levi dal mare e la lunga giornata cominci? Domani tornerà l’alba tiepida con la diafana luce e sarà come ieri e mai nulla accadrà. L’uomo solo vorrebbe soltanto dormire. Quando l’ultima stella si spegne nel cielo, l’uomo adagio prepara la pipa e l’accende. Cesare Pavese (1908-1950). |
1944 yılında Gazianteb'in İslahiye İlçesinin Fevzipaşa Bucağına bağlı Kozdere köyünde doğdu. İlkokulu dördüncü sınıfa kadar köyünde, dördüncü ve beşinci sınıfları İslahiye Merkez Cumhuriyet İlkokulunda, ortaokulu İslahiye Ortaokulu'nda okudu. Liseyi ise Gaziantep Lisesi, Afyonkarahisar Lisesi ve Adana Erkek Lisesinde okudu. Yüksek öğrenimini Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde tamamladı.
Adana Devlet Su İşleri 6. Bölğe Müdürlüğü'nde 30 yıl Devlet memuru olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu. Evli ve dört evlat babasıdır. 40 yıl Adana’da yaşadıktan sonra; 2002 yılından bu yana İstanbul'da ikamet etmektedir.
Küçük yaşlardan beri şiirle ve müzikle uğraşmakta, 23 adet basılı eseri bir o kadar da bestelenmiş güfteleri yanı sıra besteleri bulunmaktadır.
1992 yılından beri Ozan Dergisi'nin sahibi ve Sanat Yönetmenliğini sürdürmektedir.
NOT: İstemeyen silebilir...
MUSADE EDERSENİZ KENDİMİ TANITAYIM............................... Saygı ve Selamlar.