Ağaçname
Sultanlar dilinde fermana geldi
Nice sınırları çizdi bu ağaç Hekimler elinde dermana geldi Her derde devayı yazdı bu ağaç Düşmana sur oldu, kalede kapı Kurda kuşa yuva, âdeme yapı Bazen kürek bazen bilmem ne sapı Tapan oldu toprağ’ ezdi bu ağaç Neler olmadı ki; kaşık, hem kâse Fakire sanduka, zengine kasa Yay da oldu ok da ve hatta asa Kaç zaman Musa’yla gezdi bu ağaç Günü geldi Nuh’a gemi de oldu Gün geldi Peygamber damı da oldu Han, hamam, medrese, cami de oldu Kürsüde, minberde sözdü bu ağaç Baktık öğretmenin elinde kalem Kitap oldu sığdı koskoca âlem Öğretti cihana her türlü ilim Olanı biteni yazdı bu ağaç Bir vakit uyudu kaldı beşikte Bir vakit uzandı durdu eşikte Dil oldu konuştu garip âşıkta Derdini döktüğü sazdı bu ağaç Vedat Yılmaz Elazığ/2002 Gözlerin Kitabı’ndan... |