Hikaye anlatayım: Yıl bin dokuz yüz doksan beş Nerde miyim? İmam Hatipte’yim birgün kardeş Bir müdürümüz vardı; soy ismi de Şimşek’ti İnsan değildi bu mahluk tam, tam bir eşşekti Tefsir dersinde Sağcılık, Solculuk oynardı Biz de çok sevinirdik; zira dersi kaynardı Allah’ımı bırakıp Erbakan’ı överdi Solculara, Laiklere öyle bir söverdi Tarih hocam sınıflarda neler çekti neler Hâlâ gözlerimin önündedir, o sahneler Kadının başı açık, saçları sapsarıydı Dikkatimi çekense namusuyla arıydı Müdür, Milli Görüşçü ve de tam bir yobazdı Müslümanlık yolunda gerçekten hokkabazdı Köpekleri kışkırtır, bayan Hocaya karşı Mekanın önemi yoktu, sınıf, sokak, çarşı Hele bir Zeki vardı, halis muhlis bir piçti Müdür odasında, az mı, çay, kola, su içti Dersi hocaya zehir zıkkım eden talebe Mükafat görürürdü, bakılmazdı edebe Hani lan Muhammed’in ilme verdiği önem Ahlak hokkabazı münafıklar var her dönem Kuran-ı Kerim dersinde, inan Allah yoktu Müdür, Atatürkçülere durmadan laf soktu Muhammed’i dibace kıldılar Erbakan’a Bir secde etmediğimiz kaldı başbakana Yandaş talebelere yüksek not verilirdi Ayaklarına kırmızı halılar serilirdi İmam Hatip’te öğretilirdi haram, helal Bir yandan da edilirdi kul hakkını ihlal Müdür ile diğer Milli Görüşçü hocalar Hesap günü Allah’ın önünde çok bocalar Sevmezdi beni yavşak; tabi sebebi vardı Köhne »düşüncelerini«, anlatıp sorardı Otuz sekiz talebe, birden el kaldırırdı Ödül olarak kantinden gofret aldırırdı Sınıfta otururdum her zaman ön sırada Elimin kalkmadığını görünce bu arada Masama eğilip şöyle dedi yavşak Müdür: -Hangi taraftasın? Söyle herkese ama gür. -Benim tarafım yok hocam, sadece bir kulum Bu cevaptan sonra cehenneme döndü okulum Ne mi oldu? Tam iki ay sonra, mezun oldum Okula sokulmadım; bu yüzden kinle doldum Her cuma saat üçte çağırırdı odasına Beni uydurmak için siyasî modasına Eğilmedim, bükülmedim, dimdiktim, dimdikim Benim yoktur yalakalık, »yavşaklık« gibi tikim Başım bir secdeye değer; başka yere değmez Bu adam zalime, zülme saygıyla, baş eğmez Lan o yaştaki çocuk ne anlar Sağdan, Soldan Döndüremedi, »Rasul’un« yürüdüğü yoldan Nasıl dönerim Muhammed adam gibi adam Davası benim davam; »İslam« kara sevdam Hani siz Muhammed’in peşinden giderdiniz Hoşgörüsü değil; kin, nefret bütün derdiniz Soruyorum: Allah kim Necmeddin Erbakan kim Kim ulaaaan, kiiiim şu kainata, her şeye hakim? Derste nasıl itersin Rabbim’i bir kenara Çok isterim seni atsın cehenneme, nara O’nu çok sevseydin hakkıyla bunu yapmazdın Yüce Mabud dururken bir mahluka tapmazdın Yav! Ne olurdu sanki »başı açık« Hocaya Allahı sevdirseydin; birazcık da Gonca’ya Sevgili Muhammed’im sevinmez miydi buna? Çok kötülük ettiniz, Rabbimin Mahbubuna İki yüzlünün, yüzesim var yüz derisini Köpeğe atasım var »vücudun« gerisini
II
Kurban derisi toplandı İmam Hatibe diye Ammaa hepsi gitti, Milli Görüş’e hediye Öğrenciler giderdi, partinin bürosuna Katılırlardı her gün Erbakan korosuna Tekbirler duvarlarda aks-i seda bulurdu Akşam sohbetler dualarla veda bulurdu Ne oldu sonra, arka bahçe tarumar oldu Biri geldi gülleri kökünden söküp yoldu İmam Hatib’i, alet ettiniz siyasete Bulaştırdınız onu politik necasete Filler tepişti ama karıncalar ezildi Çoğu gericidir diye fişlenip çizildi Üsttekiler dövüştü, alt ödedi bedeli Hukuk bilmeyenin insanlığı şaibeli Aradan yirmi bir yıl geçti, değişen ne var Yine »aynı« kavga, yine aynı bahane var
III
Solcuları sevmem; sizi de bir başka sevmem Hakla hukuk bilmeyen mahluku asla övmem Muradım karalamak değildir onu, bunu Kendimize çevirmektir, tenkidin okunu Vicdan bilmeyen çıkarır her şeyin bokunu Hiçkimse koklamak zorunda değil kokunu Şucu bucu olmaktan asla hoşlanmam asla Yaşamak istiyorum, Muhammedî mirasla Her şey elinizde iyiliğe, sevgiye dair Her türlü siyasetten çok çekti bu şâir Gelecek olmasın artık mazinin tekrarı Buna sizler vereceksiniz en son kararı Hatalardan çok ders çıkardım, siz de çıkarın Büyük bedelleri var, küçük görülen çıkarın Sürü olmayın sakın bir insanın peşinde İnanın büyük kâr var, muhabbet işinde
IV
Sevgili Muhammed gitti İslam buhar oldu Bir çoğu, O’nun sayesinde bir Sezar oldu Tarih boyunca tahakkuku yoktur İslâm’ın Gönüllerde sedası kalmamış ilahî kelâmın Ben giderim ince fikirlerim kalır geride Mutlu olurum »güzel« anılırsam ileride
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HATIRALAR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HATIRALAR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.