DÜŞSabahın erken saatlerinde, söyleşirken kumrular guguk sesleri ile bahçemde açıldı gözlerim yeni bir güne. Güneş değildi daha tepede. Oynaşıyordu yapraklar denizden gelen meltemle. Saçıyordu çiçekler kokularını. Toprak ve ben iki yakın dost dalmıştık dertleşmeye. Fısıldadı toprak sessizce ’Özledin mi onu? ’ Titredi yüreğim yanıtlarken ‘Özlemek mi? Anlatamaz bu sözcük içimdeki depremi...’ Çıtırdarken yere düşen bir kaç kuru dal bir kol sarıldı belime. Döndüm baktım geriye. Oydu sımsıcak bakışıyla. Oydu kadife sesiyle, ‘Aşkım benim, sana geldim.’. Duracaktı yüreğim. Durdu zaman, yok oldu yıllar... Yalnız ikimiz kaldık geriye. Sevdiceğimle ben... İki ruh, aşık iki yürek... Uyandım sesiyle kopan fırtınanın... Dökülmüştü yapraklar, solmuştu tüm çiçekler, dönmüştü zaman geriye. Ve mevsim ilkbahar değil sonbahardı yine... |