ÖLÜMSÜZ SEVDA
yıkıntılarımın içinde
debelenen yüreğime bir cehennem aynası yansır altı nokta beş şiddetinde bir depremden sonra bir artçı çökertir beni dermansız dizlerime yitirilir sesi kısık ezgiler el sallarken hicranlarıma zamana yenik düşlerim sallanırken poyrazın kucağında senin iniltilerin gelir vahiyle acının ağıtını yazarım kirpiklerinle sende ben gibi yenik düşerken kıramamışken zamanın zincirini ben gibi kala kalmışsın orada yalnız başına ey sevgili bir dinleseydin beni biz uzağında olurduk bu pejmürde ayrılığın martıların kanatlarına beraber yüklediğimiz umutlar düşüyor bir bir karanlığın denizine oysa biz ne heveslerle ne emeklerle biriktirmiştik onları şimdi her düşen umuda ağlıyor bütün martılar onlar bize emanetti diyerek şimdi çaresiz sen ayrı bir düşten bense kavruk bir cehennem ateşinden el sallıyoruz değerini bilmediğimiz o ateşiyle bizi kavuran ölümsüz sevdamıza adı, sadece dilimizde kaldı ölümsüz sevda Sabahat Çelik Dost kalem HASAN ÇAPRAZ Ölümüne sevda, Kalbimi ısıtıyordu oysa, Yakamozlar yaratıyordu, Kalbimin damarlarında, Seni soluyordu gök yüzü Martılar senin şarkını söylüyordu Ölümüne sevda Yalnız,kimsesiz kaldı şimdi...Hasan Çapraz teşekkürler |
Serbest şiir böyle ustaca anlatılır.
Okurken ruhumun dinlendiğini, taaa iliklerimde hissettim.
Şairem.., o engin yüreğin, hiç gam, hiç keder görmesin inşallah.
_______İçtenliğimle kutluyorum, Allaha emanet olun.