hasretey sevgili sanki dünyanın en uzak iki ucuna bırakılmış Adem ile Havva gibiyiz kaç yüz yıl geçmeli gül yüzüne kavuşmam için bilmiyorum küçücük bir umut fidanıdır içimde yetişen ondadır tüm hayallerim kalan tüm gücümle o fidana sarılıyorum öyle bir bilinmezlik alemindeyiz ki belki dün bindiğim otobüste arka kapıdan sen indin bilmiyorum yada senin ellerine değmiş bir kağıt para benim cüzdanımdadır belki saçlarıma dokunup geçen rüzgar senin yüzünde son bulmaktadır kim bilir evimdeki damacana belki senin evindeydi bundan aylar önce ikimizde okunmuş ikinci el kitapları severiz ya belki bendeki kitabın sayfalarında gözlerin gezindi sessizce hani imkansız derler belki okuyanlar duyanlar bende imkansız sendin sevgilim seni bir kere görüp aşık olmam imkan dahilindeyse eğer hiçbir şey imkansız değildir şu hayatta öyle ki her an kırmızı kar bile yağabilir hatta sabır aşıkların işidir ey sevgili sabır benim gibi kimselere aldırmadan içindeki fidanı gözyaşlarıyla sulayıp büyütenlerin işidir sen benim suskunluğumsun sustuklarımı yalnız Mevla işitir biliyorum ki dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir ortak saat diliminde aynı şarkıyı dinliyoruz seninle aynı sızıyla yanıyor yüreğimiz aldığımız o en derin nefesle haydi kalk şimdi günlük koşturmalarımızın ortasına atalım kendimizi nasılsa gece olacak yine ve nasılsa o büyük hasret yine saracak bedenlerimizi BEYAZMELEK/13.03.2017 |