Uşşak Makamı
Yokluğun Cehennem, visalin Cennet
Yalarken ruhumu sıtmalı rüzgâr Gel artık bekletme, haşmetli cinnet Efkârım derbeder, ruhum tarumar Yalarken ruhumu sıtmalı rüzgâr Sözüm yumruk yumruk, nutka takılır Beynim paramparça ve kalbim yırtık Canın telvesinden fal mı bakılır? Bağırsam, feryadım duyulmaz artık Beynim paramparça ve kalbim yırtık Dem çeker hicranım, umudum sarhoş Saklar hayalini fettan sevgili Anladım hayatta tüm kurgular boş Boşa tutulmuyor aşığın dili Saklar hayalini fettan sevgili Sudan çıkmış balık gibi nefessiz Ve küskün hayalim, vuslatı bekler Issız mezar gibi uğraksız, sessiz Lakin feryadımdan sarsılır gökler Ve küskün hayalim, vuslatı bekler Aşkın denizinde ben miyim forsa? Bu mudur tecelli, ilahi buyruk? Kaderin gönlüme biçtiği arsa Bir virane gönül; sahipsiz, metruk Bu mudur tecelli, ilahi buyruk? Sevinci katleder, ümidi gizler Türlü hile yapar, aşk denen cadı Coşar okyanuslar, kaynar denizler Sırlı bilmecenin sevdadır adı Türlü hile yapar, aşk denen cadı El çek tabip, el çek sen bu yaradan Ne yapsam nafile acım dinmiyor Silinmez kalemle çizmiş Yaratan O gözler aklımdan hiç silinmiyor Ne yapsam nafile acım dinmiyor Sevdanın özünü anladım tuzak Acemi yüreğim, yaralı ceylan Kurtuluş umudu, lakin çok uzak İşkenceyle kaplı zaman ve mekân Acemi yüreğim, yaralı ceylan Canını sevenler; durmasın, kaçsın Var’a Yok’la gitmek mümkünse nasıl? Besteler, güfteler biraz yer açsın Uşşak makamıyla bitsin bu fasıl Var’a Yok’la gitmek mümkünse nasıl? 08.03.2017 |