Kumsalda Alacakaranlık, Auguste Angellier, Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Deniz, bu akşam, suskun,
Ağır, pürüzsüz, yorgun, Hareketsiz, çarşaf gibi; Ve, şimdiden gökyüzü kararmış . Kocaman bir yağmur bulutu sâkin. Günün sonunun bittiği, Gri ve kırmızı bir zeminde uyumakta olan Ufuk bir sisle kaplı; Bir yıldızın parlaması hariç, ne gökyüzünde, Ne de denizin üstünde, hiçbir şey kımıldamıyor. Yalnız uçsuz bucaksız genişlikte Suskun bir kumsal görülüyor. Matem elbisesi giyinmiş, bir kadın, Heykel gibi sessiz, Bir kayanın üstüne oturmuş, hayal kuruyor. Alnı tülün altından sarkıyor ; Elleri dizlerinin üstünde çapraz ; Ellerinde bir dal tutuyor, Ve siyah pilili elbisesi Bronzlaşmış sulara deyecek kadar iniyor. Kıyıdan yukarı yükselen gece, Karanlık yas tülleriyle onu örtüyor; Çok geçmeden hareketsiz görüntüsünden geriye, Bir yıldıza deyer gibi görünen Sadece yüzü kalıyor. Sonra yüz siliniyor; ve hiçbir şey Biriken hüznü artık meydana çıkarmıyor, Son anda o yabancı ve mükemmel endamını Alacakaranlığın insanı andıran varlığı Ortadan kaldırıyor. Auguste Angellier (1848-1911) Çev. Sunar Yazıcıoğlu Şiirin aslı : Crépuscule sur la Grève, La mer, ce soir, est taciturne, Lourde, lisse, lasse, immobile, Comme de l’huile dans une urne ; Et, dans le ciel déjà nocturne, Un puissant nuage est tranquille. L’horizon est voilé de brume, Qui dort dans un fond gris et rouge Où la fin du jour se consume ; Sauf lorsqu’une étoile s’allume. Rien, au ciel, ni sur mer, ne bouge. Seule dans l’immense étendue De la silencieuse grève. Une femme, de deuil vêtue, Paisible comme une statue, Sur un rocher assise, rêve. Son front sous son voile se penche ; Ses mains, sur ses genoux croisées, Tiennent entre elles une branche, Et sa robe aux plis noirs s’épanche Jusqu’à toucher les eaux bronzées. La nuit, qui monte du rivage, De ses crêpes sombres la voile ; Bientôt de l’immobile image Rien ne reste que le visage, Qui semble toucher une étoile. Puis il s’efface ; et rien n’exprime La tristesse qui s’accumule Au dernier instant qui supprime La figure étrange et sublime, L’âme humaine du crépuscule. Auguste Angellier (1848-1911) |
Kalemin susmasın, nice güzel şiirlere...
Kutlarım...
................................................... Saygı ve Selamlar.