BAL KABAĞINA DÖNÜŞMEDEN KALEM...
Sarmalında hidayetin,
Bakir bir nida tadında Ettiğim her kelam, Andan kopuk, dünde saklı yaramdan sor beni. Sonsuzluğun resmini çizmekse özlem, Sonlanmasını dilediğim her yalandasın, Yalandan öte metruk hücresi benliğin Bir de toz kondurmadığım çocuk neşem; Hani olur da savrulurum es kaza Kâh bir lahitte serili Kâh tokalaştığım yalnızlığı kısmet bildiğim. Kaderin haşin çocuğu, Kederin de izdüşümü Hangi mücbir sebep ise Yoklamamda masum, titrek bir siluet, Görünmezliğimin penceresinde kim bilir Aşk nelere delalet? Şimdi çıksam kozamdan, Donandığım renklere bir dokunsam ah bir de Solmalara doyamadığım Cehennem ateşinde, Yol olsam ışık olsam; Yanıp yanıp köz olsa feryatlarım, Demlensem yine mihrabında aşkın Bir de tütsü yaksam cahil sevdama Yetmedi medet umsam gölgende dahi konaklamaya razı; Bir de tutuşsam gecenin kör vakti Ah, sonlanmayan hangi masala denk düşsem de Balkabağına dönüşmeden kalem Duyarken sağır sultan… Bir de edindiğim nedamette sol olsam sağ elinde, Sağ kalsam ölümüne yazdığım her şiirde Bir de koz olsam şairin yüreğinde. Olmasan da yanımda, Sansam seni başköşemde; Görmesen de; kıyamet habercisi bunca imge Ve sussan hep Sadece ben konuşsam gün ve gece, Olur musun söyle tek derdim tek tasam? Olmazın oluru bir seste yar olsam Kurulduğum o rahlede, Bir de soyutlandığım onca yürekte Es versem ansızın, Sızan yaramda merhem olsan bin bir gece; Öyle işte, edindiğim bu metruk mertebe Alabildiğine derli toplu kapanmaz yaram, Yaren olan her şiirde… Bir de yok olsam, Karışsam bilinmeze, Ne mi olurdum sensiz bir ömürle? Yoksun zaten ne ölümde ne de dirimde: Olmasak da el ele göz göze, Boyadım gönül gözümle her karayı, Beyazın tınısında saklısın, Pembenin de meşkinde Mavinin umutla yıkadığı yüreğimde bir nidasın Saf kan yalnızlığımın tek penceresi; Pervazında yankıları aşkın, Göğümde saklısın Hele ki o halede yoksun kılındığım Ama yok sayamadığım bunca cümle. |