TEKAÜTÜN RÜYASITekaüt; ` işe yaramaz ` demekmiş. Sahi,biz bittik mi artık arkadaş? İşi bitmiş bir eşya gibi, öyle mi? Gücüme gidiyor biliyor musun? ’Dünya varmış hemen ayrıl ’ derdin ya, Senden bir yıl sonra da ben noktaladım O diğer dünyayı. Dünya tabi ki var arkadaşım, Dünya kocaman... Ama alışık olduğumuz dünya bu dünya değil. Çeyrek asırdır onların dünyasında Onlarla büyüdük ya... Bu dünya başka, bu dünya yavan, Bu dünya bize göre değil. Belki inanmayacaksın arkadaşım, Bu gün, bir rüya ile fırladım yatağımdan. Bu gün, aydınlık yüzlü çocuk sesleriyle Bölündü uykularım. Aklımda kalan bir dize var ki... Sanki hâlâ duymaktayım. ’Haydi gel! Haydi gel! ’ sözleriyle Çınlatıyorlardı ortalığı adeta, Cıvıl cıvıl, kuşlar gibi... Kırda mıydık, koroda mıydık Anlayamadım…. ’Dünya varmış! ’... Dünya tabii ki var, dünya kocaman. Bulabildin mi bu dünyada arkadaş, Sevgiyle bakan pırıltıları, gülüşleri? Bulabildin mi almadan verişleri? Bulabildin mi, karşılıksız sevişleri? Özlüyorum be arkadaşım! Özlüyorum! .. Bir eliyle burnundan akanı gizlemeye çalışan, Diğer koluyla, aşağıya kayan pantolonunu Yukarıya bir santim kaydırıverse, Mutlu olacak küçük oğlanın; Pat pat yürüyerek, tahtaya kalkışını özlüyorum. Bir ana sevgisi ile ona bakmayı, Çaktırmadan, bıyık altından gülmeyi özlüyorum. Bazen içime sokasım gelirdi biliyor musun.... O, ’kedi yalasa doyar ’ yüzünü öpesim gelirdi, Bu dünya yavan, bu dünya başka, Bu dünya bize göre değil. Sivas’ın Adıs Köyü`ne ilk atama Henüz on sekizinde, Ürkek, çekingen, korkak.... İki hanımlı Çirkin Bekir’ in: --’Korkmayın bacılarım! Bu köyde sizin kılınıza zarar gelmez. Gerekirse tüfeğimi alır, gece nöbet tutarım.’ Deyişini özlüyorum Dağlar gibi güven verişini özlüyorum. Bu dünyada kimin umurunda, Ürk, kork, ağla, yatamazsan yatama. Okula, bir gün gelip beş gün gelmeyen Ahmet`in pencereme dikilip: ’Bana bak gıız! Beni geçirmezsen Bu camları hış ufak ederim.’ Deyişini özlüyorum. İçinden geçeni, mertçe dışa vuruşunu özlüyorum. Kalk tahtayı sil kızım, dediğimde Heyecanlı, telaşlı, koşarak Cebindeki lastik silgiyle tahtayı silen Meloş Kız`ın, karnını tuta tuta Gülüşünü özlüyorum. Hani bir şarkı takılmıştı ya dilime, ’Gitme aklım sende kalır Uyuyamam geceleri! Sırf bu şarkıyı bir kez daha dinleyebilmek için, Kırk kişilik sınıfı bir amigo edasıyla Susturan, o minik oğlanın: ’Bak öğretmenim çiçek olduk, ne olur söyle! ’ Diye yalvaran bakışını özlüyorum. Anacığından her nedense ayrı düşmüş Bu yedisindeki yavrunun, büyük bir insan gibi Şarkıya kendini verişini özlüyorum. Gerçek çiçek onlardı, biliyor musun? Çiçek olan yalnızca o küçük insanlar. Keşke hep çiçek kalsaydı insanlar! Keşke bu dünya, hep o dünya olsaydı! Saat sabahın altısı... Penceremin yanındaki koltuğumda Ben bu satırları karalarken Yarı aydınlık gökyüzünde cıvıl cıvıl ötüşen, Ara sıra birbirine karışan simsiyah sürü, Beni alıp başka yerlere götürüyor. Duygularım bölünüyor. Yazmak istediğimi yazamıyorum. Söylemek istediğimi söyleyemiyorum. Her şey rüyamdaki gibi yarım kalıyor. Gözlerim BİR NOKTAYA çakılıp kalıyor. O noktada her şey var arkadaşım. O noktada, sevgi dolu gülüşler, O noktada almadan verişler, O noktada, karşılıksız sevişler var. O noktada, bir adıma beş adım gelişler var Saat sabahın altısı, Heyhat, yarım kaldı tekaütün rüyası! Yarım kaldı, bir yıldır hasret kaldığı O, diğer dünyası... Onların olsun, Onların olsun var olan dünyası. Bir zaman oyalar belki beni de, TEKAÜTÜN YARIM KALAN RÜYASI! ... gelin 1999- Kırşehir Zübeyde Gökbulut Çirkin Bekir, köyde lakabıyla tanınan, kendinin bile ’ adım Çirkin Bekir ’ diye kendisini tanıtacak kadar güzel yürekli bir insandı.Sağ ise ALLAH selamet versin. 35 yıl önce ilk atandığım köyümdendi. 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMININ TÜM ULUSUMA ve DÜNYA ULUSLARINA SEVGİ, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRMESİNİ DİLİYORUM. |
Çok duygulandım
Kaleminiz daim olsun hocam
Sevgi saygı ve hürmetimle