İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem ...
Özü yakmış kavurmuş
Bilişte çıkmazıyla Hiç yaşanmamışla Yel esmişte tohum savurulmuş gibi Bir ellerimi uzatsam Sanki Şöyle bir dokunacağım Geçmişine de Şimdisine de Sahibim her şeyiyle Yumulmuş avucumun içinde Anılarıyla anımsarım Akıl olmuş oynaşım Bağır bahçem Yangı olmuş cana Yolar akçem Sırası mıydı Düne düşmelerin? Anı yaşıyorken Güne küsmelerin Akıl zillerim çalmakta Âdem olup Kurtulmayacaksan Kiş adamı olmaktan... Nippur gecelerinde Adaletin gözü kaymıştı Üçe beş vardı Nuh’a Şöyle bir geçerken Uruk’a Hep gözümün takılanı Eridu’lu kadın İnanna İttifaktan caymıştı Karşı kıyıda kalıyordu Gemiye binmeyişim ondan Bu kaçıncı kurtulmalarımdı Encam dedikleri hayırlı sondan Ne uzandım Ne uzattılar da emdim Tevhit yapıcı İştar’dı, Kybele’ydi Sömürülen göğüsleriyle... Namertti kusuşum ondan Hırsızın hainin de Bela olması Tufanla kurtulandı Geştinna... Kurtuluşlu olan Soydandı Nemrut "Cibilliyetsiz Al ananı da git" diyordu İbrahim’e Ceberut Kahır yedim İt azarından beri Böyle mi olmalıydı Geçtim dediğin feleğin çemberi Bir dilberdudağı Bir vezirparmağı Karıştırır aklımı Eriha yolunda İsa’ya görünen kadından önceydi Keldanilerin Ur’dan yola çıkmıştı Anasıyla değil de Sara ileydi Abraham... Başka El’in çocuklarıydı Tarizli olduğu Amaleki toprakları bereketli Kenan diyarı aç ve ihtiyaçlı Ne susuzluklarım var biliyor musun? Dinmek bilmeyen İnsanlık baş tacım Ve lakin Ben senin coğrafyana muhtacım Daha akıl ışımamıştı Ama Karanlık zayıflıyordu Assuanın gözlerinde... Keops’a bakarken Nefertiti... Bayram diyordu Akhenaton’un ağzında Bel Amarna, Bel Üzni’de Daha Musa Yetro’nun dizi dibinde değilken Harun Karun olmamıştı Asaya değiyordu kuşak, saçağı El’den önceydi Bile bildin mi altın çağı Nanşe! Güzel elli kadın Lağaşlı Duy beni İremi gösterirler Dirhemi can yakar Sıkıştırırlar seni Ya ambardan delik gemiye evet Ya suda boğulmaya hayır Nedir niyazın? Sızlanırsın Ben içre ben gibi mi tarzın? Bir ruyu zeminle Çıktığımda karşına Say ki beni El açan duacı farzın 01.03.2017 |