İmbat RüzgarlarıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ah abla ömrüm ölümüne karışsın artık
Sen o kadını bilmezsin jose ikindi vakitlerine benzeyen gözleri vardı mor bulutların sürüklendiği yorgun arsız bir yağmur gibi geçmişe saklanırdı balıklar coşar denizler kirpik uçlarında dalgalanırdı ağlar parçalanırdı o dem işte pencereden sarkınca siyah saçları imbat rüzgarlarında üşürdü düşerdi kara gözleri avuçlarından ırmaklar dolusu kelebekler akardı. Sen o kadını bilseydin eğer Onu almasınlar diye İmbat rüzgarlarını Avuçlarında parçalardın böyle hüzünlü kadınları yalnızlık bestesi yapıyorlar jose kendimizi bir keman virtüözünün kollarına bırakıp içimize yas vurgunu yemeden sen git yağmurlar altında renklerinden soyunan bir ispinoz ol yüreğine illegal duygular düşsün. Ben kurşun renkli kuşlarla kara gözlü kadının hatıralarında nöbet beklemeye gidiyorum dünya ile cehennem arasındaki cennet bahçelerinde Bir saklambacın içindeyim Üç deyince açıyorum gözlerimi Önüm ,arkam, sağım, solum Saklansın ölüm. Ayşegül Aşkım Karagöz |