Adamın KadınıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Zamanıyla bir sinan vardı kayserili.
Zamanın yönetimiyle Sinan’a güzel bir eğitim vermek adına Osmanlı Devletindeki enderuna alırlar,sinanı. Sinan okur,alim olur hatta allemedir zamanın. Hem de taktir edilircesine.Sinan devletini sever,devleti de sinanı. Sinan mimar olur.Evet Mimar Sinandır O! Aşka tebessüm bile etmeyen sinan gençliğini,hayatının en güzel zamanlarını devletine adar.Çıraktır,kalfa olur.Kalfadır usta olur.Ustadır allame olur o Kayserili Sinan. Gün o’dur ki sinan padişahın kızına aşık olur.Padişahın kızı mihrimah sultandır. Bir de baki vardır.Çirkin,iğrenç,kefere yüzlü bir baki(!).O da sinanın yoldaşıdır.Bir de arnavut fikret vardır o da bakinin gardaşından hallice. Aslında sinan,baki,fikret bunlar ne aşka 5 para verecek ne de gönlünü verecek insanlardır ya! Zaman olur sinan aşkını dillendiremez.Baki farkındadır bu olayın.Fikret de İlahi aşka tebessüm etmiş garip bir osmanlı doktorudur. Sinan çok sever mihrimah sultanı.Lakin ne şartlar uyar sinana ne de mihrimah aradaki 20-25 yaşa kıyılacak kadar çirkin bir hatunzadedir.Gönül ya bu!Mihrimah da çok sever sinanı.Sultanımız Kanuni Dönemin Valisi(Sadrazamı da olabilir) Rüstem paşaya verir Sultanımızı. Öyle derinden bir aşk ile ölür giden mimar sinan. Böyle bir hikayesi vardır kıssadan efendim.Naçizane kendimi gördüğüm sinana bir vefa ya da bir liyakat olarak algılayın bu şiirin hikayesidir. Vesselam
Ve adam öyle günler yaşadı ki
Kadını,aşka tövbe ettirircesine, Maşukla aşık kaldı koskoca bir mazide, Kadının adını vefa koydu zaman Adamın adı cefa... Ne hikayesi kaldı yaşanmışlığın Ne de devasını bulacak bir çilingir sofrası Aşk hazretleri 3 günlüğünü yaşarken şu fani dünyanın Adama aşkın ızdırabı kaldı. Kadın yaşarken güneşi Adam yaşamaktan caydı. Kıssadan hisse,aşktı belli ki bunun adı |