Uykusuz Bayram Geceleri
biz uyanmadan evvel
parmaklıklar ve kanlı tırnaklar diken diken tüyler soğukta bir alaca karanlık hikayesi kafeslerdeki düşler ambarda çürük elma gibi ellerinde tüfek, bir bıçak bir At şahlanışa kalkışmış üstündeki adam yere düşer gibi kızıl üstüne - siyah - üstüne beyaz yarım bir düş evvel kristal bir bardak toprak bir tabak ve bir parmak kan Buzdolabında küflü peynir elma çürümeden evvel hece hece yağmurdan sonra ılık güneşle eriyen bir buz parçası kurtlar sofrasında bir kumarbaz bir ihtiyar kadın ellerinde biberon ve bir tutam süt tozu ve nane şekeri bayramlarda akçeler el öpenlere kuruşlar öpmeyenlere ve bozuk parası olmayan Baronlar sonra kurbanlıklar Ve bir dilenci bir kedi ciğer kavgasında paylaşım denir buna kara kıtadan bize ne komşulardan bize ne vucutlarımız mıknatıs para yapışsın açlıktan evvel doymak vardı Bir yardımsever neredeyse koca bir budu yiyordu kahvaltı evvel meze denir buna — bir cılız çocuk elinde küçük kaşık, küçük mide küçücük beden önünde bir boşluk bekliyor bizim kahvaltı kadar evvel biz uyanmadan evvel kuzular dana kadardı ve doyamadık Bir sokak köpeği önünde kemikler ve bir parça et tam karşısında mutfakta ayılar toy şenliğinde — televizyonda bitmemiş bir savaş savaşlardan bize ne aç bir çocuk elinde bitmemiş bir parça küflü ekmek ömründe şeker görmemiş biz doymadan göremez görmesin bize ne elinde şeker izlemesin çizgi film oyuncakları yokmuş oynamasın bize ne yaşarmış sonra ölürmüş insan yaşamadan ölenlerden bize ne Sofrasındaki et değil, kemik değil taş bile değil ocağındaki tüten duman değil yanan ateş değil şeker peşindeki karınca üstünde duran hafif tombul insan — der ki ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan benim boş ver dünyayı gazze’de erzak taşırken tünellerde ölen sen değil kaldırımlarda çöplerde yemek arayan sen değil — bu bir serzeniş değil bu bir şarkı değil bu bir şiir değil boş ver yat uyu... |