Aşkı cemalinGel... Desem Bir ömür beklesem Hasretin bağrında ümitlensem Firkatin dağlayan kederiyle gözyaşımı silsem Sararıp solan ve çaresiz dallarını bırakan yaprakları düşünsem Toprağın bağrında gün yüzüne hasret tohumların sabrıyla derf aten secdeye kapansam Beni benden alan, aşk-ı cemaline meftun bırakan, sevdanın deruni hicranıyla haktan ayırmayan hüzün içinde göçüp gitsem Sorsam... Seni uçan kuşlara Ve dahi kanadı kırıklara Bir köşede çare için bakınanlara İnsanın yüreğini titreten zemherinin donduran ayazına Nerede kaldın, hangi zamandasın, niçin halini lal eylersin, alıp götüren hicrana Kapılırsın... Bazı rüzgarlara En zayıf olduğun anlarda Boş verdiğin, daraldığın zamanlarda Seni hiç anlamayan, haksız yargılayan insanlar adına Ey hak dersin, içinin titrediğini hissedersin, sabrı kalkan ederek göğüs gerersin ihlas yolunda Başını alıp yad ellere gitmek var ya işte bu geliyor zaman zaman aklına, derde çare olmayacaksa avunmak mıdır huzur yolunda Hangi... Pişmanlığıma dokunsam Üzerine yağan karların altına baksam Ruhumun ah u zarını vicdanıma sorsam ve sonra İçimi titreten mahcubiyetten nasıl kurtulabileceğimi anlasam Kalbimi kuşatan teferruatlar dan arındırsam, yaratana hakkıyla kul olsam Her ameli borçtan kurtulmak, cennette yer almak, alışılagelmiş inanç ve törelerden sıyrılmak anlayışından kurtulsam O masum ve ruhtan tezahür eden sevgiyi menfaate, çıkara, fırsatçılığa bulaştırmadan samimiyetle adam olmanın çaresini bulsam Mustafa Cilasun |