ÖZGÜRLÜK ADINA
Ey ağaç neden kök saldın bu dört duvar arasında
Sen mecbur değilsin burda dallarını yeşertip sarartmaya Sana mahkumiyet yok ya bizim gibi bu genç yaşında Git gelle geçen bir hayat yok sana Bizimki ise belki de son bulacak bir dar ağacında Gökyüzüne ulaşmak vardı oysa Safran sarısı bir gecenin ardından Yıldızlar gibi ulaşılmaz olabilmek Ve alabildiğe mavi denizlere yelken açmak vardı Ne oldu hayallerime şimdi Ömür dediğim neydi belki de son bulacak bir dar ağacında Ne kadarda özledim ahh bir bilebilsen özgür olmayı Çıksamda yüksek dallarına izlesem güzel Ankarayı Belkide bu son baharım benim geçtim kışınıdan da yazınıdan da Ömür dediğim neydi belki de son bulacak bir dar ağacında Bilmem bir daha ne zaman görürüm sevdiklerimi Ne zaman gün doğar şu çizgili yüzüme Ve ne zaman ıslanırım son bahar yağmurlarıyla Buraya kadar mı herşey her yol kapalı mı bana Ömür dediğim neydi belki de son bulacak bir dar ağacında Kim istemezki şimdi sahil kenarında oturup martılara ekmek atmayı Ve alabildiğine mavi denizlere bakıp hayata dair hayaller kurmayı Güneşin batışını izlemek var gecede dans eden yıldızları Ne oldu yarınlarıma şimdi herşey kaldımı bu dört duvar arasında Ömür dediğim neydi belki de son bulacak bir dar ağacında Ey ağaç hadi çürüme sende bizim gibi bu soğuk taş duvarlar arasında Yeşereceksen burda değil kök salacaksan git burdan uzak diyarlara Dedimya sana mahkumiyet yok bizim gibi bu genç yaşında Bir varmış bir yokmuşum ben hiç sorma beni Ömür dediğim neydi belki de son bulacak bir dar ağacında Sedat Kesim Not: Cezaevinin avlusunda bulunan bir ağaçtan etkilenerek yazdığım bir şiir / Ulucanlar Cezaevi Müze Gezisi İzlenimimden... Ankara / Şubat 2017 |