Derviş GibiTek başına göçebe, bir ardıcın dibinde, Mehtaplı şu geceye efsun eklermiş gibi, Oturdum saatlece hayal sessizliğinde, Bir meçhul sevgiliyi burda beklermiş gibi. Ateş böcekleriyle, kurbağa sesi sardı, Doğa orkestrasının, solisti onlar vardı, Kovada bilinmeyen, kıskandıran diyardı, Kendimi alamadım Cenneti görmüş gibi. Özlediğimi bulmuş, huzuru içiyordum, Güzellikler içinde, kendimden geçiyordum, Zaman mekan dışında, özgürce uçuyordum, Heyacana bulandım, vuslata ermiş gibi. Bütün ışıklar söndü, vakit gece yarısı, Saçlarım diken diken, yüzüm ayva sarısı, Bin kapılı sarayın, kapanmış her kapısı, Süleyman’ın Mühürü açamaz, dermiş gibi. Bazen an’ı yaşadım, bazen geçmişi andım, Yıllarca uzaklarda aradığıma yandım, Arzın kalp atışıyla, uyudum ve uyandım Yıldızları seyrettim, huşuyla derviş gibi.. Özcan İşler |
Efsunlu bir şekilde, bir ardıcın dibinde,
Oturdum saatlerce, hayal sessizliğinde,
Meçhul bir sevgiliyi bekleyen, aşık gibi.
harika olmuş
kocaman alkışlarımla