# ÇİÇEK DESEN N'OLUR? #
# ÇİÇEK DESEN N’OLUR? #
______________________________ Çiçek desenli melamin tabakların derinliğinde kaybolacak kadar önemsiz olurdu birbirimize kırgınlıklarımız. Çiçek desenli perdelerin ardında, geciktiğimiz için önemseyerek bekleyen, endişeli ve tedirgin yürekli annelerin, öbek öbek buharlar oluşturan, O ardarda nefes alışları sonrası, bıraktığı dudak izleri doluydu pencerelerimiz.. Çiçekli tokalar ve çiçekli taçlarla açılırdı ay yüzlü kızların cenneti hatırlatan çehreleri. Çiçek saksıları sıralı pervazlardan dağılırdı sokağımıza en doyumsuz kokular.. Çiçeklere uzanan minik eller, incitmeden dalından kopardığı papatyalarla minik minik buketler hazırlardı annelere.. Çiçek desenli masa örtüsü üzerinde, Yaş-ı sevmeyen insanların el emeği, çiçek desenli bir kapla şekillendirilmiş, kuru bir kek olurdu hazırlanan. Ardımızda bıraktığımız yılları unutup, yaşanacak olan geleceğe umutla dilekler dileyip, kimsenin duymadığı aminlerle üflerdi sevgiyi hak ederek büzülen dudaklar mumlara.. Bir üfürükle unuturduk geçmişte olanları.... Çiçek desenli kıyafetlerinin içinde, İçinde tuttuğu ve içinde biriken keşkelerini, Dışına taşırmadan içinde ufalardı ay yüzlü kadınlar.. Dillerinden şükürler dökülürken sökülürdü unutmak istedikleri.. Her şükürleri bir bereket, Her dokundukları mis kokulu bir çiçek olurdu... Sonra; Sonra kırkbeşlik bir kasetten, Ahmet Kaya’nın sesi duyulurdu.. "Bir sabah anne bir sabah, Kapını süpürmek için açtığında kapını, Adı başka, Kendi başka, Nice yaşıtım, Koynunda çiçekler çiçekler içinde bir ülke getirirler". Derdi.... Derdi olsun olmasın herkes dinlerdi, Ve herkes aynı şeyleri dilerdi.. Dinledikçe dinlenirdi yorgun yürekler. Dinlendikçe, Dinlendikçe, Dinlendikçe, haktan huzur dilenirdi tüm yalansız diller.. Sonra; Çiçek desenli yastığa yaslanırdı yorgun başlar. Çiçek desenli bir nevresime uzanır, Çiçek desenli bir yorgana sarılırdı kollarımız. Çiçek kokusu dağılırdı pencereden odalara ve her günümüz aydınlık olur, Aydınlık doğardı... Ramak kaldı / ( Samim İĞDE ) |