-Ruhun bir kızıl deniz gibi...
kıytırık bir şehrin en hayırsız yanından giriyorum içeri
bir tanıdık hayrını beklemek şüpheli kalbimin ağrılar kadar ateşte kıvranıyorum masum ölçülerde hissiz yakalanıyorum aşkın pençesine çıt bile çıkaramadan hicranları çatlatan bir yüreğin çırpınışları var içimde bezginlik bürümüş yüreğimi azar azar da kıvranıyor kaldırımlara bulaşık adım izlerini usul usul eziyor tüten nefesimde fırlarken kaypak bir aşk hiç durmadan ağzımdan isyan fışkırıyor aşk bu mu bunun zerresinin neresindedir ki aşk dostun gönlü daha da keskin düşmanın kılıcından pes ettiğim an garezim giriveriyor devreye hüsrana kapılmaktan dönüş yok vuslata eğer ki geri durursam aramıza firak girer utanmadan ayrılığın yalnızlığının karamsarlığıyla gönlümü burkuyor aklıma gelmedi değil koynuna bir buket çiçek koymalıyım kavganın kini dursun bir an evvel kişisel dürtülerin tetiği kalsın elimizde bir tas suyla kendine gelir mutlaka kızgın sinirlerim kancık bir ayrılık bu durmadan azan sarılmalıyız gecenin koynuna girerek uyumadan mazinin altını üstünü deşmeden bu hal hiç yakışmıyor ki bize sanki de hazan şahsi bir benlik savaşı bizlik’ten ırak kaldık hırlaşırken yüreğimiz biz görünmüyoruz çünkü için içime hırsla düşüyor sevgi bozgununda yüreğim kötü kurşunlanıyor hislerimde acıkmış bir bebeğin çığlığı var artarak beynimizi tahrip edebilir aşı ver o karanlık hırsını yürekten kopan duygu kızgın da olsa gör ve düşün ama sakın ellemek gelmesin aklına ruhun bir kızıl deniz gibi koklarsam artar kızıllığın arayı denk tartıyorum ipi kopmuş hırsın sakin dur bir çıkar yol arıyorum sen kımıldamadan dur elbet ki tüm durmalar uçurumdan kurtulur cennetten kovulmaya başkaldırır bu benim kisi yankılar hep çınlamanın kulak ağrısıyla beynime yükleniyor üzüntüme hiç toz kondurmuyorum hırçınca saçı ve başı yoluyorum görkemi mi bozarak hırslandıkça alnına bir buse hediye ediyorum şap diye sevginin olduğunu hatırlatmadı mı sana kimse kaybolup da giden sadece mazi değil ki geleceğin de yok oluşu boş bırakışım da hiçbir kadının asla adı yoktur yalnızlığın hükmü tek taraflı göğsün kabarık bir istemin nişanesi gördükçe hasmıma gözlerim ardı ardına sıkılıyor dizginlere sarılı hırsın patlaması duyuluyor göğüs kafesinden çığ düşüşünün gömülü üzgünlüğü üzgünlüğün kıstası ayrılığı körüklüyor sen sakın kendine mal etmede o zıtlığına çeki düzen ver düzelt sen o pis nefsini ver ki tutkumun hırsına giren dürtünün esiri olmayayım zira kendi kendimle kapalı kapıların arkasında kalıyorum maazallah o anda sakın ha çıkmayasın karşıma çünkü hep hayali sukut içinde gezmekten çok mu çok geriliyorum... (03.02.2017) AZAP... |