SEN VE BEN
SEN VE BEN
Ben kara bahtımın alınyazısına bürünmüş gül, Hayatın yekpareliğinden süzülmüş gonca yüz. Sen hayatımın gülen yüzü, kendimi gördüğüm ayna. Ve sonra güneşin endamına tutunmuş, Bir çiçek gibi solan bedenim, Çorak toprakların kavurucu sıcaklığında yanmakta. Sen gönlümün deryalarında aradığım ışık, Kavuşmayı düşlediğim hayat... Ben engin dağların mor sümbülü, Batmak istemeyen güneş... Sen yaban toprakların ışıldayan çiçeği, Ben seni sende arayan Mecnun, sense kendin gibi olan Leyla. Bir ufuk çizgisi beliriyor gözümün önünde, Bilmiyorum vuslata eren kalbim, Bana neyi sayıklatıyor, zannetmiyorum; Ben bende değilim coşan bir sel, bir fırtına, Kopan tufanım deryalarda.... Sor gönlümün ahu rüzgârı, coşan derya, Bana engin dağları sor, hayatı sor. Ve sen sevda diye yakındığım, Sonra uğrunda öldüğüm düş. Sen hayatın nazesi, Ben Fırat’ta coşan sel, Anadolu’da akan yel, Ben Mezopotamya’nın halis çocuğu, toprağı… Sen baharı andıran çiçek, Ben yaban toprakların hor ve hakir çocuğu... |
HİÇ ŞİİRİNİ EVENESCENCE NIN OCTOBER ŞARKISIYLA BERABER OKUDUN MU ? YÜKSEK SESLE..
TAVSIYE EDERIM..
KARŞILAŞTILAN BENLİKLER VE TAVFİRLER, MÜZİKLE EŞLEŞİNCE MUKEMMEL BİR SONUÇ ÇIKIYOR.
TEBRİKLER.