Sanma sakınUnutulur... Sanma sakın Gönül yaşatır, hicran başkadır Her mevsim ancak acı ve sevinciyle tatlıdır Avunmak, anlamadan, emin olmadan inanmak zaaftır Suretine meftun olduğun kim olursa olsun, asıl olan sirettir, yoksa sızıdır Beklentilerin, uktelerin, tutku ve emelin, peşinde çırpındığın arzun seni felakete sürükleyen zannındır Akıl durunca, gönül boş olunca, vicdan susturulunca, nefsin zafiyetine tahakküm ettikçe ne acı dramdır Bakınız... Benim sizlerle Akraba olmam bir gerçektir Ve bu minval üzerine sabır ve nezaket ziyadedir Benim sizinle nesebi bağım itikadımdan daha kuvvetli değildir Sizin tercih ve savlarınız sizi ilgilendirir, lakin başkasının gözlerine bakarak hakaret etme yetkisi vermeyecektir Ben inancım gereği, milletimin, devletimin birliği, yöneticilerin hak rızasına duyarlılığı için hassasiyet gösterirken dikkat etmek hakikattir Lakin sizde yıllardır sizleri, efradınız, varlığınızı sömüren ve dini inancı alet eden terör örgüt ve elebaşılarını savunma lüksünü vermeyecektir Yani siz onca hakikate rağmen aldanmaya, avunmaya, katılık yapmaya devam ederken, asıl olan nezaket ve hassasiyeti sürekli bizlerin aleyhine öteleme pişkinliğine ne söylenecektir Hakikat o dur ki size akıl, irade veren hak tercih etme yetkisi tanımıştır ve cezasının ne olacağını da açıkça anlatmıştır Yani hesap gününden sonra yaratılacak olan cennet ve cehennem bizlerin tercihleriyle ilintili olarak yazdığımız kader kitabının hesabını tek tek mizanda şahitlik tutarak maruf veya münkeri ibretle gözler önüne serecektir Sen... Hasta kalbimde Yanan derdi hiç anlamadın Ruhumu yaraladın, sabrımı zorladın Hiç anlamak, araştırmak, emin olmak adına uğraşmadın Bir zan uğruna yargıladın, aklımı, vicdanımı, ruhumu, kalbimi hiçe saydın Bir mahkum gibi çaresiz bıraktın, ekonomik özgürlüğüm var diye insan olduğuma aldırmadın Ruhsuz ve kalpsiz bir hayatın girdabında yaşattın, sen akşama kadar dostlarınla kahkaha attın Mustafa Cilasun |
Sanma sakın
Gönül yaşatır, hicran başkadır... doğru demişsiniz.